Öncelikle  böyle  bir  başlıktan  dolayı  bayan  okurlardan  özür  dilerim .  Ben  bu  görüşte  değilim  ama  bu  değer  yargısı , günümüzde  azalmakla  birlikte  insanlık  tarihi  boyunca  birçok  kesimlerin  bilinç  altında  yer  almıştır.

     Farklı  din  ,  coğrafya  ve  milliyetlerde  kabul  gören  bu  değer  yargısının  sosyolojik  bir  temeli  olabilirmi  acaba?.

     Ayrıca  her  kadın  bir  zamanlar  anasının  babasının  yavrusu  idi.  Ana  babanın  yavrusunu  değersiz  göreceği  bir  durum  nasıl  olabilir.

     Günümüzde  çağdaş , aydın  bir  insanın  asla  savunamayacağı  bu  düşünce  nasıl  olmuşta  binlerce  yıl boyunca   milyonlarca  insanın  normal  kabul  ettiği  bir  düşünce  olmuş.

      Benim  görüşüm , insanlığın  sosyolojik  evriminin  belli  dönemlerinde  bu  değer  yargısını  kısmen  haklı  kılacak  hayatlar  yaşanmış. 

      Nasıl mı?.

      İlk  ve  orta  çağlar  toplumların  yıkıcı  savaşlarıyla  geçmiş.  Bu  savaşlarda  vahşet  yağma  ve  talan  değişmez  unsurlar.  Zaman  geçince  intikam ,  daha  fazla  vahşet ,daha  fazla  yağma  ve  talan  .İnsanlığın  yüzyılları  böyle  geçmiş.

      Bu  savaşlarda  kazanan  taraf  karşı  taraftan  daha  çok  can  almış , karşı  tarafın  malına  mülküne  el  koymuş  erkeklerini  köle  kadınlarını  ise  cariye  yapmış. 

      İşte  fark  burada  başlıyor. Esir  alınan  erkekler  ömürlerinin  sonuna  kadar  eziyet  çekerek, mutsuz  ve  düşman  olarak  kalmışlar. Fakat  kadınların  yaratılıştan  gelen  farklılıkları  burada  devreye  giriyor.

      Esir  olan  kadınlar da  erkekler  gibi  alınıyor  satılıyor  veya  cariye  yapılıyor.Burada  kadını  hayata  bağlayan ,  en  olumsuz  şartlarda  bile  mutlu  edebilecek  bir  şey  oluyor , kadın  anne  oluyor. Evladı  onu  hayata  bağlıyor  ve  kendisini  esir  eden  ,  belki  babasını  kardeşini  öldüren bu  insanların  arasında  bile  kendini  mutlu  hissedebiliyor.  Hatta  zamanla  o  insanları  seviyor  eş  oluyor  başka  çocuklar ,  başka  savaşçılar  doğuruyor. Belki de  yarın  kardeşlerinin  intikam  savaşında ,  kendi  çocukları  ön  safta ,  tanımadıkları  dayılarına  dedelerine  karşı  savaşacaklar.

     Bu  dramatik  öyküler  belkide  yüzlerce  kez  yaşanmıştır  bilemiyoruz. Ama  bu  çağlarda  yaşayan  bir  baba  iseniz  kız  ve  erkek  evlatlarınıza  bakışınız  yüzde yüz  değişir. Erkek  evladınız  kesinlikle  daha  değerlidir. Her  an  yaşam  savaşı  verilen  o  çağlarda  erkek  evlat  her  işinize  yardımcı  , iyi bir  savaşçı  ve  hiçbir  şekilde  ihanet  etmeyen ,  en  olumsuz  şartlarda  bile  sizinle  yoldaş,  savaşta  sizinle  ölüme  giden  bir  evlat.

     Peki  ya  kız  çocuğu. İyi  günde  o da  iyi  evlat  ama  kötü  günde ,  elinde  olmayan  sebeplerle  de  olsa ,  başlangıç ta  nefret  de  etse  düşmana  eş  olma  ihtimali  olan , düşmana   başka  savaşçılar  doğurma  ihtimali  olan  birisi.

      Yani  erkek  evlat  gibi  her  ne  şart  altında  olursa  olsun  sonuna  kadar  senin  yanında  olan  biri  değil .  Kız  evlat  günün  birinde  düşman  safına  geçip  düşmanına  güç  katma  ihtimalini  taşıyan  birisi.

     Bu  nedenlerle  bir  dizinde  erkek  evladı  bir  dizinde  kız  evladı  oturan  babanın  ikisine  karşı  duyguları  ve  bakışı  farklı  olabiliyor.

      Bunda  ne  yaradılıştan  gelen  annelik  duygusu  taşıyan  kadının  suçu  var  ne  de  hergün  yaşam  savaşı  veren,  olaylara güvenlik  temelli  bakan  erkek  toplumun  suçu  var. İnsanlığın  sosyolojik  evriminin  ilkel  aşamalarının  dayattığı  bir  ruh  hali.

     Günümüzde  kadın  ne  kadar  değerli  ne  kadar  değersiz , buna  karar  vermek  için  iki  dizimizde  oturan  kız  ve  erkek  evlatlarımıza  bakalım.

     Sizce  hangisi  daha  değerli?.