Bayram vesilesiyle memleket ziyareti yaptım bu sene. Annemin evinde bayram ruhen geçmişe taşıdı beni…Gezmeler ve babamın mezar ziyareti derken dağlarını ,taşlarını bile özlediğimi hissettim Elbistan’ın. Daha önce ki gelişlerim ya kış mevsimine rastlamıştı ya da iki üç günlük oluyordu sürem. Çocukluğumun en özlemi olan  Şardağı’na tırmanmak için fırsat kolladım ama maalesef olmadı. Neyseki salkımlar halinde dallardan sarkan kayısı ve ballı  dutlarından  yemek nasip oldu.

Sanat aşığı hemşehrimiz Ressam Haluk Özyurt Bey’in harikulade resim sergisini gezmeye de fırsatım oldu. 

Hatalı  ve eksik  olsa da beni koynunda büyüten şehrin  eskiye nazaran geliştiğini  görmek tabiki  mutlu etti beni...

Yazacak çok şey var, herşey çok güzeldi ama;

Ankara'da yaşayan iki sınıf arkadaşım Hidayet ve Fatih çiftinin de orada olması en güzel bir rastlantıydı benim için.  Elbistan’da yaşayan  bir diğer sınıf arkadaşım Gülderen’in davetiyle  dördümüz Pınarbaşın’da buluşarak geçirdiğimiz keyfli saatler tatilimin en güzel tarafıydı.  Ortaokul ve liseden sonra çok az görüşme fırsatı bulduğumuz için hasret  giderme telaşıyla hemen dalış yaptık anı dolu sohbetlere.  Cennetten çıktığına inanılan Ceyhan Nehri’nin başlangıcı Pınarbaşı’nda gezinti ve mesire alanlarının güzelliğinden çok, gençlik anılarımızın güzelliğiyle kendimizden geçtik bir araya gelince…anılar..anılar döküldü teker teker..Hepimiz pür neşeydik.Utanmasak kalkıp yakantopu bile oynayacaktık. İzmir’de, İstanbul’da, Mersin’de, Bodrum’da yaşayan diğer arkadaşlarımıza telefonlarımız aracılığıyla resimlerimizi ulaştırıp gelen yorumlara gülüştük hep beraber.

Hızımızı alamayıp ertesi gün de Gülderen’le yeniden buluşup yeniden liseli kız ruhuyla güzel saatler geçirdik. Dönüş günümde tatilden henüz dönen Habibe ayağının tozuyla terminale yetişerek ayak üstü de olsa mutlu etti beni.

Kısaca tadı damağımızda kalan lise yıllarımızın depreştiği bir tatil yaşadım bu defa.

 Kısa bir süre önce akıllı telefonlarımızın Whats App maharetiyle  liseden 13 bayan arkadaşımızla yazışıp haberleşmeye başlamıştık zaten. Aylardır  elinde telefonla dolaşan, her an her saniye mesaj yazan yaramaz bir gençlik halindeyiz.  60 ına merdiven dayadığından habersiz gençler olarak ilk heyecanla birbirimize yazıyoruz. Her gittiğimiz yerden resimler atıyoruz, çocuklarımızı, torunlarımızı, çalışmalarımızı tanıtıyor ve şakaların içinde kırılıyoruz telefonu her elimize aldığımızda. Sanki araya yıllar girmemiş, ruhumuz hiç deforme olmamış gibiyiz. Kısaca  dersten teneffüse yeni  fırlamış  liseli kızlar haline geri getirdi bizi bu akıllı telefonlar .

Bazen telefon muhabbetimiz öyle koyulaşıyorki; ortaya atılan bir anı veya bir espri üzerine yorumlar yaparak gecenin geç saatlerine kadar kahkaha dolu yazılar yazıyoruz. Lise yıllarımızda olduğu gibi aynı canlılık, aynı performans, aynı zindelikle…

Whats App grubunu kuran Naciye, birkaç ay önce  benden bir şiir istemişti grupla ilgili. İstek üzerine naçizane yazdığım şiirimi  sizlerle paylaşmadan önce diyeceğim o ki, insan hangi yaşta olursa olsun gençliğin tadını yeniden alabiliyormuş.  Kadim dostluklar zaman aşımına uğramıyormuş. Harika duygular bunlar. Teşekkürler internet..teşekkürler teknoloji.

BİZ LİSELİ KIZLARIZ

Elbistan'dan yayılan yurdun dört bir yanına Bir devre damga vurmuş biz liseli kızlarız  Uzun yıllardan sonra buluşmak arzusuyla  Teknoloji ne derse, biz hepsine uyarız

 Naciye WhatsApp’ladı, sıra sıra dizildik  İzmir'deki guruptan biz haberdar edildik   Aynı çatı altında toplandık yeni baştan  Her mesaja bir cevap vermeyi ödev bildik

 Sacide'nin evinde buluşan üçlü gurup,   Pijama partisiyle hava attılar bize                                   Fatma’nın aklı kaldı giderken bir düğüne Nevin mesaj yazarken, kısır yaptı Sacide

Ankara'dan katılan Narin ve Hidayet'le  Sayımızı artırdık Selma ve Ahsen ile   İzmir, Ankara ,Mersin, İstanbul ve Bodrum'dan  Yakantopu takımı kuruldu yeni baştan

İkinci bahar  girdi bu kızların gönlüne Uzun yıllar ardından  birbirini bulunca Kim demiş, giden gençlik asla dönemez diye?  Nasıl da döndü bakın, biz Whats Upp'lı olunca! 

Suzan’la  Habibe de katıldı nazlı nazlı Ruhsar meşguliyetten "hiçik" dedi ve kaçtı   Narin'in terlikleri fırladı başımıza  Uyumadık yazıştık; kanımız fıkırdaktı

Yeni katılımlarla, artıyoruz  günbegün  Türcan'ın gülücüklü selamı geldi bugün   Fal tuttuk şarkılardan ben konseri izlerken   Gerekiyor vallahi bu gençlere bir düğün !

Rekora koşuyoruz sayımız onüç oldu  Gülderen de gelince içimiz neşe doldu Müptela olduk birden bu acaip alete Gırgır şamata sesi taa fizandan duyuldu