TÜH ZİHNİYETİNİZE

Ne de önemli işleriniz var beyler! İki dakikanız bile yok değil mi dinlemek, okumak, düşünmek için. Hep sizi bekleyen işleriniz var. Hep koşturmanız gereken programınız, duymanız gereken iltifatlar, söylemeniz gereken ağdalı sözleriniz var heybenizde. Bu şehirden bir şey olmaz, bu millete yaranmak ne mümkün gibi beylik cümlelerinizi cebinizde, dilinizin ucunda hazır tutuyorsunuz. Riya dolu bir dönme dolaba binmiş, bir yukarı bir aşağı inip çıkıyorsunuz. Eh haklısınız tabi, herkesi aynı kefeye koyup genellemeler yaptığınız da sizi yanıltmayan alçaklar hep oldu, olacak! Onların kapınızı her aşındırmasında yüzlerine başka arkalarına başka konuşmaya alışmışsınız. Kahramanları siz ve karşınızdakilerin olduğu tiyatroyu, bir sosyete arsızlığı olan maskeli baloya çevirip, bıkmadan usanmadan oynuyorsunuz. Değişen bir şey yok, çünkü zihniyetiniz bozuk! Kişi karşısındakini kendisi gibi sanırmış derler, doğrudur.  Ahlaklı biri, mütevazi biri elbette karşısındakileri de ahlaklı ve mütevazi sanır. Samimiyetini, naifliğini, mütevazılığını kendine olan saygısından dolayı gösterir. Karşısındakinden de aynı samimiyeti, mütevazılığı, saygıyı kendisine değil de şahsına, birey olarak varlığına göstermesini bekler.  Dedik ya zihniyetiniz bozuk, bir süre sonra aslınıza dönüyorsunuz. Gösterilen mütevaziliği nerenizle algılıyorsanız artık, daha önceki ucuz adamların yağ kokan ifadeleriyle karıştırıyorsunuz. Gösterilen saygıyı zatınıza sanıyor, edepsizlikte sınır tanımıyorsunuz. Oysa az devlet ahlakına sahip olsanız bilirsiniz ki gösterilen saygı beş para etmez şahsınıza değil meşgul ettiğiniz makamadır. Ayrıca çürümüş zihniyetiniz sanmaktadır ki bulunduğunuz konum, makam ve mevki size verilmiş haktır! Babanızdan kalmış bir mirastır! Yok öyle yağma Efendiler!

Bu millet, uzun bir aradan sonra kendi içerisinden çıkarmış olduğu bir liderin ardından canı pahasına yürümektedir. Ne çabuk unuttunuz, iki farklı görüşteki siyasi liderin çağrısıyla bu millet sokaklara döküldü, hainlere ve işbirlikçilerine meydan okuyup bu devleti ve makamlarını yok olmaktan kurtardığını. Millet şehitler vererek, geride gaziler bırakarak devleti size teslim etmedi mi? Millet sizin gözlerinizdeki korkuyu, 15 Temmuz gecesinde gördüğü gibi üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bugün de görmektedir. Nisanda yapılan referandumda “Evet” veren insanların tek gayeleri “Başkanlık Sistemi” değildi. Eski sistemin türedileri olan ve en az PKK kadar en az FETÖ kadar tehlikeli, millet ve devlet için zararlı “Neme lazımcılardan, bulunduğu konumu baba mirası zannedenlerden, her şeyin görüntü her şeyin algı yönetimi olduğunu sanan çapsızlardan, yerini koruma kaygısına düşmüş basiretsizlerden, Zihniyeti Bozuklar”dan kurtulma ümidiydi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey’in AK Parti’de  “Mental yorulma hatta çürüme” olarak dile getirdiği bozulmanın sadece parti teşkilatlarıyla ilgili olmadığını anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Halkın beklentisi de sadece parti teşkilatlarıyla ilgili değil. Bakanından milletvekiline, valisinden kaymakamına, belediye başkanından park ve bahçeler müdürlüğü bünyesinde çimleri sulayan işçisine varıncaya kadar, millete hizmetkar olması gereken ama ne hikmetse kendisini milletin efendisi gören herkes ve her kurumla ilgili çürümenin sonlandırılması ümidiyle “Evet” dedi.

Efendiler, siz emanetçisiniz, gelip geçicisiniz. Sizler, haşa ne rızk temin edicisiniz ne de bakisiniz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı “Milletimin hizmetkarıyım!” derken sizler külhanbeyi gibi davranamazsınız, millete efendilik taslayamazsınız.  Bu aymazlığınızın bedelini sadece bugün yaşayanlar ödemeyecekler. Hainlerin, Haçlıların, Siyonistlerin tezgahladığı oyunlara sizin aymazlığınız da eklenince bu milletin geleceği olan çocukları, torunları bile bedel ödemek zorunda kalacaktır. Bu yüzden yapmacık tavırlardan, ekrana oynamaktan, şova kaçmaktan bir an önce vazgeçip halisane duygularla, samimiyetle vazifelerinizi yerine getirmeye gayret etmelisiniz. 28 Şubat’ta yapılan Post Modern Darbe’nin 1000 yıl süreceğini iddia edenlere, birkaç yıl içerisinde bu millet gereken cevabı vermişti. Bu millet, 15 Temmuz’da hainlere ve işbirlikçilerine karşı kanıyla canıyla dur deyip bir kutlu yürüyüşü başlattığına inanıyor ve bu kutlu yürüyüşü sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmaya gayret ediyor. Aynı gayreti sizler göstermezseniz muhakkak ki bu yürüyüşte ayaklar altında kalacak ve zihniyetinizle birlikte ezileceksiniz.

 Son olarak tekrar etmekte fayda görüyorum; insan kendine saygı duyduğu için saygılı davranır, koltuktan güç alarak adam olduğunu sananlar ve onun koltuk değneği olmayı yaşam biçimi haline getirmiş olan  çapsızlar ise gösterilen saygıyı kendilerine sanırlar ya da karşıdakini, muhtaç ya da korkak zannederler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Işık Arşivi