Türkeş: Türk – Ermeni Barışını Taşnaklar İstemiyor

Türkeş: Türk – Ermeni Barışını Taşnaklar İstemiyor
Taşnaklar, aynı topraklarda 500 yıl birlikte yaşayan Ermeniler’le Türkler’in barışına engel olmaya devam ediyor. 24 Nisan’ın 100. Yılında da Ermeni topluluklarının barış isteklerine rağmen Taşnaklar, 1890’da başlattıkları ayrılıkçı hareketini sürdürüyor.

Taşnaklar, aynı topraklarda 500 yıl birlikte yaşayan Ermeniler’le Türkler’in barışına engel olmaya devam ediyor. 24 Nisan’ın 100. Yılında da Ermeni topluluklarının barış isteklerine rağmen Taşnaklar, 1890’da başlattıkları ayrılıkçı hareketini sürdürüyor.

MHP Lideri Alparslan Türkeş’in arabuluculuğunda Ermenilerle barışa en çok yaklaşıldığı 1997 yılında da Taşnaklar sahneye çıkarak barışı sabote ettiler.

Bilgeoğuz Yayınları’ndan çıkan ve MHP liderinin pek bilinmeyen hayat hikayesinin anlatıldığı Alparslan Türkeş isimli kitapta, Türkeş’in Ermeniler’le yaptığı görüşmelerin detayları yer alıyor.

1980 öncesinde Ülkücü Hareket’in önde gelen isimlerinden Oğuzhan Cengiz’in kaleme aldığı kitapta, Fransa-Almanya-ABD-Türkiye hattında gerçekleşen görüşmeler şöyle anlatılıyor:

İLK BULUŞMA ANKARA’DA

“Ankara’da Binektaşı Sokağı... Yeni Düşünce’nin bürosuyla Türkeş’in bürosu aynı apartmanda altlı üstlü... Mesut Yılmaz, daha üç ay önce başbakanlığa gelmişti. Türkeş, haftalık Yeni Düşünce gazetesinin sahibi Rıza Müftüoğlu’nu çağırır:

-Yarın erken burada ol. Ermeniler geliyor.

Bu Ermenilerle ilk görüşmesidir. Gelenler iki kişiydi. Biri Fransa’dan, biri İstanbul’dan. Bunlar dertlerini anlattılar. Dediler ki:

-Çeşitli sıkıntılarımız var. Mesut Bey de bize hiç ilgi göstermiyor. Yardımlarınızı istiyoruz.

Türkeş bunlara, tarihte Ermenilerle bizim çok benzerliklerimizin olduğunu, Ermenilerin sâdık millet bilindiklerini, ancak istenmeyen olayların meydana geldiğini, bu olaylar yüzünden hep böyle kalınamayacağını anlatır; onlara çok yakınlık gösterir.

kapak.jpg

TÜRKEŞ AMERİKA’DA GÖRÜŞTÜ

Türkeş 1992’de ABD’ye gittiğinde yanında yine Rıza Müftüoğlu vardır. Ermeni lobisinin başkanı ve iki kişi gelirler. Gelenlere kimlerle görüşecekleri bildirilir… Türkeş ve Müftüoğlu’na da bildirilmiştir... Böyle olmasına rağmen Türkeş, iki defa, Müftüoğlu’nu göstererek:

-Benim yardımcım. Erzurum milletvekili Rıza Müftüoğlu, diye tanıtır.

Türkeş, gelenlerin kimler olduğunu, onların da kendisini ve yanındaki kişi bildiği hâlde neden tekrar tekrar tanıtma ihtiyacı duymuştu?

Ermeni lobisinin başkanı konuşmaya başlar. Azerbaycan’ı suçlamaktadır.

Rıza Müftüoğlu birden söze girer:

-Ne yani hep Azerîler mi yaptı! Sizin hiç mi kabahatiniz yok!

Buz gibi bir hava eser. Türkeş’e bakarlar. Türkeş, bir şey olmamış gibi konuyu başka bir mecraya çeker. Ermeni temsilciler giderler. Türkeş, Müftüoğlu’na döner:

“TAŞNAKLAR'DAN AYIRMAMIZ LÂZIM”

-Oğlum, sen ne yaptın! Ben iki kere senin Erzurum milletvekili olduğunu özellikle belirttim.

Türkeş demek istiyor ki; yalnız ben böyle düşünmüyorum. Erzurum milletvekili olan, Ermeni zulmü gören ilin milletvekili olan yardımcım da böyle düşünüyor.

Türkeş devam eder:

-Oğlum bunları Taşnaklardan ayırmamız lâzım, Bunlar ılımlı takım. …Ben bunları ayarlıyorum, sen bozuyorsun!

Ermenilerle görüşmeler daha sonra da devam etti.

Müftüoğlu’nun Amerika’da hissî hareket etmesi yüzünden artık Ermenilerle yaptığı görüşmelerde onu çağırmaz. Paris’teki görüşmesine oğlu Tuğrul Türkeş’i götürmüştür. O görüşmeden Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Dışişleri Bakanının haberi vardı. Yanında büyükelçi de bulunuyordu.

9-044.jpg

PARİS GÖRÜŞMESİNİ ERMENİ LOBİSİ AYARLADI

Paris’te Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan’la görüşmeyi Fransa’daki Ermeni lobisi ayarlamıştır. Türkeş’in belirttiğine göre, bu görüşmeye “Özararat” soyadlı, Türkiye’den gitme bir Ermeni vasıta olmuş. Türkeş’in görüşmesinden Başbakan Demirel’in, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in haberi vardı. Görüşme 1993 Martında Crillon Otelinde yapıldı. Görüşmeye o zamanki Paris Büyükelçisi Tansu Bleda da katıldı. Ermeniler, Artun Şekercioğlu adlı bir tercüman da getirmişlerdi.

Türkeş bu görüşmede, Petrosyan’a dostluk teklif etti. Dostluğun bedeli elbette Azerbaycan topraklarından çekilmeleri idi. Görüşme bir mutabakatla sonuçlanmadı.

Crillon Otelindeki görüşmeden çıktıklarında, kendisinden özel bilgi almak isteyen bir gazeteciye Türkeş; “Bazı şeyler var ki yazılmaz. Devletin menfaati için bazı şeylerin yazılmaması gerekir” dedi.

GÖRÜŞMENİN ARDINDAN TAŞNAKLAR SALDIRIYA GEÇTİ

‘O görüşmede yalnız Yukarı Karabağ ile ilgili sorunlar değil Türk Ermeni ilişkileri de ele alınmış ve -Türkeş’in oğlu- Tuğrul Türkeş’in başkanlığındaki bazı Türk iş adamları ile Fransa’da yaşayan kalburüstü Ermeni işadamları büyükelçilikte bir çalışma yemeği çerçevesinde buluşarak her iki ülke arasında gerçekleştirilebilecek işbirliği projesi üzerinde durmuşlardı. …Ortaya çıkan ikili projenin portresi 600 milyon doları bulmuştu. Ancak bu buluşmanın yarattığı olumlu hava ve sürecin sonu gelmedi ve daha Türkeş, Paris’ten henüz ayrılmıştı ki Petrosyan’ın kontrol edemediği Taşnak güçleri Laçin Koridoru’na karşı saldırıya geçerek alınan tüm kararları geçersiz kıldılar.

Türkeş, 1994 Nisanında Ermeniler’in Avrupa temsilcisiyle Frankfurt’ta Türk Başkonsolosluğu binasında yeniden görüştü. Görüşmede Bonn Büyükelçisi Onur Öymen de vardı.

Ermeniler bu görüşmede Türkiye’nin iyi niyet gösterisinde bulunmasını talep ediyorlardı. Talepleri arasında ekonomik ablukanın kaldırılması ve buğday verilmesi de bulunuyordu. Türkeş yine Azerbaycan topraklarının işgal altında olduğunu hatırlatmış; Karabağ meselesini sonraya bırakmayı, Azerbaycan topraklarının geri verilmesini, esir değişimini teklif etmişti…”

ERMENİ LİDERİN TÜRKEŞ’LE İLGİLİ DÜŞÜNCESİ

Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan, daha sonra Türkeş'le ilgili düşüncelerini şöyle anlatıyor:

“Gözlerime inanamadım. Türkeş’in bize yaklaşımını çok iyi bilirdim. Konuşmaya başlayınca, karşımda bambaşka bir Türkeş belirdi. Azerilerle barış yapmamızın gereklerini anlattı. Kendinin arabuluculuk yapabileceğini söyledi. Türkiye ile Ermenistan’ın mutlaka uzlaşması gerektiğini sık sık tekrarladı... Türkeş ile bir defa da dolaylı şekilde mesajlaştık. Türkeş eskiden korku dağıtan, Ülkücülerin eli silahlı ve sopalı eylemlerinin Başbuğu olarak bilinirdi. Türkiye’de olduğu gibi, biz Ermeniler arasında da kaygıyla baktığım bu liderin sonradan nasıl değiştiğini, nasıl yumuşadığını, silah veya sertlikte bir yere varılamayacağını nasıl anladığını gözlerimle gördüm ve saygı duymaya başladım...”

TÜRKEŞ: AZERİ – ERMENİ ÇATIŞMASINI BATI İSTEDİ

Kitapta Komsoloskaya Pravda gazetesinin Komünizm çöktükten sonra Alparslan Türkeş’le yaptığı meşhur mülükata da yer veriliyor. Ermenistan-Azerbaycan olaylarının Avrupa ve Amerika’daki bazı gruplar tarafından desteklendiğini söyleyen Türkeş, şu tespitlerde bulunuyor:

“İnsanların ölümüne hoş bakılmaz. Azerbaycan’la Ermenistan komşu. Onun için bu kan dökülmesini durdurmak lazım. Azeri Türkleri ile Ermenilerin dost olarak yaşaması lazım. Bu röportajda da iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamalarını istiyorum. Ben inanmıyorum; Transkafkasya’da Ermeni-Azeri çatışmalarının altında başka oyunların olmadığına. Bu olayların görüntüsü altında yatan başka gerçekler var.

Kafkasya, çok milletli bir yer. Orada çatışmalar başlarsa Sovyetler Birliği için onu durdurmak çok zor olur. Avrupa ve Amerika’daki bazı gruplar Ermeni-Azeri çatışmasının olması için Ermenileri kışkırtıyor ve yardım ediyor. Bu olayları Sovyetler Birliği’nin dağılmasını isteyen çevreler kışkırtıyor…”

Bilgeoğuz Yayınları’ndan çıkan 660 sayfalık kitapta, Türkeş’in hayatına dair kamuoyunda az bilinen gerçekler yeralıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.