Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Yeni Kelimemiz Park Hayırlı Olsun!!!!!!!

Rahmetli şeyhül muharrirun Ahmet Kabaklı yazarlık yaptığı tercüman gazetesindeki  günışığında isimli köşesinde kaleme aldığı 1980 tarihli yazısında tüm geliyor ve bütünü yiyecek diye bir makale yazmıştı. Bu makalesinde tüm kelimesinin yerli, yersiz ve bütün kelimesinin yerine olmak üzere cümle içerisinde kullanıldığını ve cümledeki manayı bozduğunu ve güzel Türkçemizden iki farklı mana ihtiva ve birisi diğerinin muadili olmayan ve birisi diğerinin bir çoğunu ihtava eden manaya sahip olan  kelimelerin yanlış kullanılması dolayısı ile birisinin kullanılmaya kullanılmaya dilimizden düşeceğini ve bir kelime daha kaybederek, kendimizi ifade edişimizdeki kelime ve fikir gücümüzü kaybedeceğimizi ve dil fakiri bir milletin hiçbir sahada başarılı olamayacağını izah etmişti

      Aradan geçen zaman üstadı haklı çıkardı. Bölünebilen ve aslında bütün olduğu zaman tekil olan tüm kelimesi yerine, içinde binlerce tümü barındıran bir manaya sahip bütün kelimesi yer değiştirerek kullanılmaya  başlandı ve bir zamanlar büyük oryantalist merhume Anne Maria Şimmelin dediği gibi ben her dili bir kere öğrendim. Fakat Türkçeyi her on bir yılda tekrar öğrendim. Bu  dilinize yaptığınızı size düşman yapmaz. Kendi diliniz ile kendi tarihinize engel koyuyorsunuz demiş ve bizi tenkit etmişti.

  Şimdi bu yukarıda yaptığım kısa girişten sonra gelelim yazımızın başındaki park kelimesine. Kore dilinde erkek ismi olan park ismi, dilimize çocukların oyun bahçesi yerine çocuk parkı denilmesi ile girmiştir. Aradan geçen süre içerisinde, bizded e otomobil gibi motorlu taşıtların çoğalması ile onların çekildiği alanlara park veya otopark denmeye başladı. Kelimenin cümledeki yerine iyi bakarsınız, herhangi bir eşyanın bir yerde saklanması, bulundurulması için o eşyaya mahsus alanlara park denildiğini anlarız. Fakat ne oldu ise 2010 yılından itibaren hem Türkiyemizde ve hemde maraşımızda bu kelimenin tıpkı eski zamanlarda kinin ilacının her hastalık için kullanılması gibi her derde deva ilaçlar gibi her konuda, her eşyada ve her hangi bir yerde gelişigüzel kullanıldığına şahit olmaya başladık. Bu nedenmi bu kadar önemli dersiniz. Bu tüm kelimesinin bütün kelimesi niunutturarak yerine geçmesi ve dilimizden bir kelimenin kullanılmaması neticesinde unutulmasına ve  dilimizin kısırlaşmasına vesile olmasından daha tehlikeli olarak onlarca kelimenin unutulmasına ve yerine bütün gibi aslı Türkçe dahi olmayan ve icad edenlerinin dahi bu kadar geniş mana vermediği bir yabancı kelimenin gelmesi ile unutacağımız kelimelerin çokluğunun beni korkutması dolayısı iledir ki bu yazımı yazmak zorunda kaldım. Şimdi diyeceksiniz ki koyun can derdinde, kasap mal derdinde. Ertafımız terörist düşmanlar ile dolu iken siz neler ile uğraşıyorsunuz. Unutmayınız ki, kendi dilini bilmeyenler ne sosyal ve nede teknik olarak gelişemezler. Her yönde gelişmeyen milletleride tarih gayet kolay olarak yutar. Ertaflarında kolay lokma olan milletlerin acı hatıralarını dinleyerek büyür iken bir bakmışızki bizlerde tarih olmuşuz.

      Bu kelimenin sadece maraşımızdaki yıkımını gözler önüne seren bir çok işyerinin isimlerini yazarak devam edeceğim ki neden bu kadar vahim olduğunu daha iyi anlamış oluruz.Bizim çocukluğumuzun geçtiği parklar dan sonra, arabaların çoğalması ile yeni bir anlam olarak arabalarında bulundurulduğu alanın ismi park veya otopark olarak isimlendirildi. Bu her iki yer ismindede park isminin manası aşağı yukarı aynıya yakındır.  Çünkü çocuk parkında ki mahsusluk çocuklara ait oyuncak ve oyun aletlerinin orada bulunması iledir. Fakat ikibinli yıllardan itibaren bir özel hastahanemiz kendisine biri yunanca birisi latince olan iki kelime ile hastahane yapınca park isminin manasına yeni bir mana eklenmiş oldu. Bu yeni mana ise megapark hastahanesi ile hastaların park edeceği en büyük yer olduğunu ifade etmiş olması idi. Canlı varlık olan insanların hasta olanlarının en çok park edebilecekleri bir yer manasına gelmiş oldu bu isim. Burada tedavi değil sadece beklemek ve zaman geçirmek için gibi bir mana çıkıyor.  Büyük ve hatta çok büyük hasta parkı. Aradan geçen süre içerisinde bu kelime o kadar sevildiki, inşaat müteahhitlerimiz inşaatlarına park ismini vermeye başladılar. O zaman park kelimesi apartlamanların veya evlerin park yaptığı yer manasına gelmeye başladı. Bir sitenin adı yeşil park ise ne anlıyoruz bu kelimeden. Ya yeşil rengin park ettiği yer veya yeşil renkli evlerin park ettiği yer veya apartmanların yahu burada biraz dinlenelim dediği apartman park yeri manasını vermiş oldu kelimemiz. Buda yetmemiş maraşlı kardeşlerimize. Bir süre sonra tatlı park isimli bir pastahane piyasada arzı endam etmeye başladı. Alın size parka yeni bir mana. Şimdi bizim park kelimesi tatlı ve pastaların dinlendiği veye toplu halde bulundurulduğu yer manasını vermeye başladı. Burada tatlı veya pasta satılmıyor, sadece park ediyorlar. Kelime bu manada değilmi. Satılıyor ise pastahane ismi yetmiyormu idi. Hayır kelimenin manası artık dinlenilen veya durak olan yer değil , satış yapılan yer manasınıda kazanmış oldu. Bu da yetmedi. Bir bakkal (kelimenin doğrusu bak al dır.) kardeşimizde açtığı dükkanına park ismini verdi ve bir mana daha kazandırdık bu yeni kelimemize. Buda yetmedi bir canlı hayvan satıcısı arkadaş evcil park ismi ile kuş felan satmaya başladı. İlk okuduğumda kuşların veya evcil hayvanların gelip dinlenip çay içtikleri bir mekan zan etmiştim. Fakat buradada satış yapılan yer olduğunu ve kelimenin zıddı ile vahşi parkında yakında açılacağını buradan müjdelemek isterim. Fakat, heyhat buda yetmedi ve yetmeyecek. Budan sonrakileri  üretmek ise artık bendenize düştü diye düşünerek, işyeri açacaklara ve bu yeni işyerlerine isim koymak isteyenler ile belediyemizi bir çok yere isim aramaktan kurtacak fikirlerimi ise aşağıya yazarak  hizmet etmeye karar verdim. Takdir okuyucularımındır.

           Bundan sora cezaevlerine daha güzel çağrışım yapacağı  ve mahkumların kendilerini mutlu hissetmelerine vesile olacağı düşüncesi ile mahkum park,  dilencilerin bu kelimeden kurtulmaları için kaldırım park, askerin ve sınır bekleyen görevlilerimiz için sınır park, okulların güvenlikçileri için güvenlik park, öğrenciler için okuyan park, okullar için ders park, belediyeler için hizmet park, havalimanları için hava park, hayvanat bahçeleri için hayvan park, eninde sonunda ölünce gideceğimz yer olan mezarlıklar için ise ebedi park ismini uygun buldum. Bu kelimeyi icad edip kullanan hangi millet ise onlara müjdemiz olsun. Atamız kültigin hanın kulakları çınlasın. Evlatların artık çinliler gibi giyinip, onlar gibi konuşmuyor atam. Nerede bir yabancı kelime var ise işyerlerine, evlerine, çocuklarına ve hatta yemeklerine vererek seni yattığın yerde incitmeye ve hiçbir nasihatına kulak vermemeye devam ediyorlar. Senden park kelimesi kadar geniş manalar içeren özürler diliyoruz. Kusurumuzu afv eyle. Bizi yanına park eyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi