“Yeni şeyler” söylemek lazım

Türkiye bir yol ayrımında. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılına yaklaştığımız şu yıllarda, emperyalist, sömürgeci devletler Türkiye üzerinde kumpas üstüne kumpas kurmaktadırlar.

1974 Barış harekatı sonrasında yerli ve milli harp sanayi üzerine yoğunlaşan ülkemizde, bu süreç sonrasına bakacak olursak, boyumuzun uzaması istenmemektedir.

Ne zaman milli bir şey yapmaya, üretmeye kalksak çeşitli komplolar ile karşı karşıya kalıyoruz.

Hatırlarsanız PKK terörü ile 35 yıldır mücadele ediyoruz. Hain içeride olduğu için yıllarca boş dağlara bomba yağdırdık.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında TSK ve Emniyet’te hainler ayıklanınca Türkiye terörle mücadele de büyük bir mesafe kat etti. Hain örgüt şehirlerde ve kırsalda büyük darbeler aldı. Şimdi büyük şehirlerde canlı bomba eylemleri yaparak halkı sindirmek ve Devleti dize getirmek istiyor.

Ne var ki bu eylemler Türkiye içinde PKK’yı bitirme noktasına getirmiş, terör örgütünün son kanlı eylemleri olarak tarihin mezarlığına gömülüp gidecektir.

Türkiye- Rusya ve İran’ın Suriye’de kalıcı bir barış için silahların susturulması çabasında ABD ve Batılı Ülkeler saf dışı kalınca Türkiye’de İstanbul ve İzmir saldırıları olmuştur. Bu saldırıları Suriye’de TSK’nın yaptığı mücadeleden ayrı tutmak imkânsızdır. Milletimiz bu oyunları görüyor. Gördüğü içinde devletine daha sıkı sarılıyor.

Hatırlanacağı üzere Türkiye’de özellikle 1970’lerden sonra, sağ-sol, alevi-sünni, Türk-Kürt kavgası çıkartmak istediler. Bunda kısmen başarılı olarak 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirdiler.

İletişim kanallarının artması, haberleşmenin çeşitlenmesi sonucu artık milletimiz bu oyunları, komploları görüyor ve itibar etmiyor.

Nitekim 15 Temmuz darbe kalkışmasında iletişim ve haberleşmenin artması sayesinde ilk bir iki saatte milyonlarca insan demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara indi. Meydanlara 80 milyon insan indi. Türk’ü, Kürdü meydana indi.

**

Türkiye terör bataklığını yerinde kurutmak için yeni bir taktik uygulamaya başladı. Türkiye’nin güvenliği Halep’ten başlıyor. Bu sebeple TSK Suriye’de Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye, Türkiye sınırı boyunca yerleşmeye çalışan Daiş ve PKK terör örgütünü oralardan söküp atmak için Fırat kalkanı Operasyonunu başlattı. Daiş terör örgütü ile mücadele ettiği öne sürülen batılı ülkeler hemen geriye çekildiler.

ABD ve bazı batılı ülkelerin Daiş terör örgütü ile mücadele adı altında PKK’nın Suriye kolu PYD’ye verdiği silahlar Türkiye’de öldürülen PKK’lılarda çıkmıştır.

Buradan şunu anlıyoruz, Türkiye’nin büyümesini ve bölgesel bir güç olmasını istemeyen batılı emperyalist ülkeler Türkiye’yi terörle mücadelede yalnız bıraktıkları gibi, bu örgütlere destekte vermektedirler.

**

Nitekim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere batılı ülkelerin bu iki yüzlü tutumlarını dile getirmektedirler.

Tek başımıza da kalsak, Suriye ve Irak’ta yuvalanan bu terör örgütlerini bertaraf etmeye karar verilmiştir.

Bu konuda Başbakan Binali Yıldırım’ın Irak ziyareti büyük önem taşımaktadır.

Bu gün bu mücadeleyi ertelersek yarın daha büyük sorunlarla karşı karşıya geleceğimiz ortadadır.

Bunun için var gücümüzle devletimizin yanında olmalıyız.

Türkiye güzel günlere gebedir.

Ürettiğimiz her yerli top, bomba, uçak, batı başkentlerinde huzursuzluk oluşturmaktadır.

Bizlerde durmadan üretmeye devam etmeliyiz.

Yarın bu günlerimizden daha güzel olacaktır….

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi