Yeter Yeter Artık…!

Hayat ne kadar zorlaştı. Her an kötü bir şeyler olacakmış gibi duyguya kapılmamak elde değil. Her gün başka hayat hikayeleri duymak, görmek, okumak normal seyrinde giden hayatımızı ne kadar etkiliyor.

Son duyduğum haber beni hem çok üzdü hem de ne oluyor toplum olarak bize diye düşünmeye ve endişelendirmeye başladı. Çok değerli yazar arkadaşımız Asuman Soydan Atasayar’ın avukat olan kuzeninin başına gelen inanılır gibi değil. Kendisine bir kez daha acil şifa diliyorum. Eski eşi tarafından kurşun yağmuruna maruz kalarak yaşam mücadelesi veriyor olması ne acı. Bu durum toplum olarak hepimizin acısı ve yarasıdır.

Eskiden eğitim seviyesi düşük insanlarda ve genelde doğuda duyduğumuz bu haberler, batıda ve eğitim seviyesi yüksek olan insanlarda daha fazla görülmeye başlandı. Bu konu hakkında bilincimiz arttıkça daha çok dayak yiyen ve daha çok dayak atan hale geldik. İnsanoğlunun tahammülünün kalmadığı son noktada yaşıyoruz galiba. Ya da konuşmaktan, uzlaşmaktan aciz kocalar ne yazık ki yaradılışları itibari ile kadınlardan daha güçlü oldukları kaslı vücutlarına güveniyorlar.

Evlenmek ne kadar doğalsa yolunda gitmeyen evliliği de bitirmek bir o kadar doğal karşılanmalı. Eğer boşanmaya karar verildiyse neden çekip gidenin hayatı kalan kişi için hayatı cehenneme çevirmeye çalışır? Hiç mi vicdan yok bu insanlarda? Neden bu kin bu öfke?

Her şeyin bir adabı, üslubu vardır. Böyle vicdansızlığı benim aklım almıyor. İnanın almıyor. Zamanında sen değimliydin severek evlenen, o koklamaya kıyamadığın eşin değil miydi, çocuklarının annesi değil miydi? Şimdi ne oldu? Bir sürü sebebi olabilir boşanmaların anlıyorum ama bedeli bu olmamalıydı.

Toplumumuzda erkekler özellikle kendi gururlarına yediremediği durumlarda kadınına şiddet uygulamaktadır. Aslında şunu bilmeliler ki bu durumda aciz olan kadın değil kendisidir. Kesinlikle ve kesinlikle şiddet, boşanma nedeni olmalı ve toplum da bu nedeni kabul etmeli. Şiddet gören kadına “Kocandır, sever de döver de.” inancı çok yanlıştır. Bu gibi duruma maruz kalan kadının ruhsal olarak ne kadar yara aldığını, tekrar eskisi gibi olabilmesinin imkansız olacağını bir kez daha düşünmek gerekir.

Kadına şiddet konusunda her ne kadar önlem alınsa dahi yetersiz kalındığı defalarca görülmüştür. Uygulanan şiddete verilen cezaların caydırıcı olmadığını örnekleriyle görmekteyiz.

Şunu bir kez daha hatırlayalım isterseniz.

Kadın... Anadır.

Kadın… Bacıdır.

Kadın… Evlattır.

Kadın… Eştir.

Ne yazık ki Ülkemiz kadınlara şiddet konusunda bir çok ülkeden önde olup bu hususta ilk sıralarda yer almaktadır.

Acı hem de çok acı… Bir kadın olarak bu konu hakkında yazacak çok şey olmasına rağmen şu anki ruh halim buna müsaade etmiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi