Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

15 Temmuz, Unutulabilir Mi?

"15 Temmuz", Evelancelist / Siyonist örgütlerin başını çektiği Türk -İslâm düşmanlarının sinsi ve haince plânladıkları darbenin tarihidir.

"15 Temmuz", Müslüman görünümlü münafıkların taşeronluk yaptığı kahpece saldırının millet tarafından püskürtüldüğü büyük bir MİLLÎ ZAFER'in tarihidir.

"15 Temmuz", en az 3000 yıllık büyük Türk milletinin, yeniden silkinişinin, ecdadına lâyık bir millet olduğu belgesinin imzalandığı, tarih devam ettiği müddetçe unutulmayacak kutlu bir günün tarihidir.

***

Dünya tarihi; RAHMANÎ taraf ile ŞEYTANÎ taraf arasındaki mücadeleler tarihidir.

Nasıl, Rahmanî taraftakiler, peygamberlerle ve peygamber yolunda gidenlerle uyarılmış ve maneviyatta desteklenmiş ise; Şeytanî taraftarlar da Şeytanî niteliklerle örülmüş Firavunlar, Nemrutlar, Mazdekler tarafından hapsedilmiş, desteklenmiş ve zalimleştirilmiştir.

Yalancı peygamberler ve onlara hizmetkâr kılınmış yobazlar, münafıklar ve menfaatperestler hep olagelmiştir. Dünyevî arzular, makamlar, geçici hevesler aracı kılınarak binlerce, milyonlarca insanı peşinden sürükleyen Evenjelist / Siyonist örgütler; şeytanî emellerini gerçekleştirmek için hep fırsat kollamıştır. İşte o fırsatlardan biri de coğrafyamızda Fethullah Gülen cemaat yapılanması ve nihayet 15 Temmuz gecesidir.

***

Ortalama 200 yıldır, (münferit dönemler ve münferit şahsiyetler hariç) coğrafyamıza yönelik şeytanî plânların hızlıca uygulanmak istendiği gerçeği unutulamaz. Sultan Abdulhamit Han, Atatürk gibi millet liderlerinin büyük gayretleri ve aziz milletin yüksek feraset ve fedakârlıkları ile çoğu zaman umduklarını bulamamışlardır. Çanakkale, Sakarya önlerinde büyük bir set çekmiştir. Bütün imkânsızlıklarla kazanılan Kıbrıs Barış Harekâtı, onların gözlerini korkutmuştur. Anadolu'nun köy ve kasabalarında okuyan gençler, daire başkanı, genel müdür olarak bürokrasinin üst makamlarına yerleşmesi ise gelecekle ilgili endişelerini artırmıştır.

Hiçbir şekilde, milletin özüne dönmesi istenmediği için, "Sağcılık / Solculuk", "Alevî / Sünnî", "Türk / Kürt" çatışmaları üretilmiş; her platformda desteklenmiş ve millet her daim kargaşa içinde tutulmaya gayret edilmiştir.

Tarihî gerçeklere dayanmayan "Ermeni Soykırım" iddiaları uluslararası platformlarda canlı tutulmuş; Avrupa parlamentosunda "Türkler, Ermenilere soykırım yapmamıştır." ifadesi suç olarak resmen kabul edilmiştir. Türk devlet ve millet düşmanı teröristler,  pek çok Avrupa ülkesinde "Siyasî mülteci" sıfatıyla korunmuş, her alanda destek verilmiştir.

Bürokrasi, siyaset, basın ve ekonominin kavşak noktalarına; MİLLİYETÇİ, DİNDAR, MUHAFAZAKÂR ve ATATÜRKÇÜ gibi görülen elemanları aracıyla her türlü fitneyi çıkarmak istediler. Yeter ki, ülke gelişmesin; yeter ki, millet özüne dönmesin ve bölgemizde güçlü bir ülke oluşmasın istediler. Kısmen de başarılı oldular. Tam başarılı olmaları için milletin belini kırmak gerekiyordu. Onların düşüncelerine göre, o an, "15 Temmuz" gecesi gerçekleşecekti. Ama, Allah'ın izni ve milletin feraseti ile başarılı olamadılar.

***

İnsanlık tarihinde benzeri görülmedik hadiseler yaşandı. Ve bütün insanlık hayretin ötesinde muazzam olaylara şahit oldu:

  • Tiananmen meydanında tankın önünde duran insanı çöpe attıracak biçimde, yüzlerce vatan evladı, göğsünü mukaddes değerlerin yaşatılması uğrunda siper etmesini bildi.
  • Egzozuna tişörtünü tıkayıp tankı çalışmaz duruma getirenler,
  • Vurulan bacağına kemerle tampon yapan yaşlı amcalar,
  • Tırları, kamyonları ile kışlaların kapılarını kapatan insanlar,
  • Çatılardan savaş uçaklarına taş atan delikanlılar,
  • Tankları, terlikleriyle döven hanımlar,
  • Kamyonuyla insan taşıyan teyzeler,
  • Tankları, motosikletiyle kovalayan gençler,
  • Tarlasındaki mahsulünü yakarak uçakların inip kalkmasını engelleyen çiftçiler,
  • Darbeye farkında olmayan katılan ve teslim olan Mehmetçik'le sarılan polisler,
  • Savaş uçaklarının deposunu boşaltarak kalkmasını engelleyen subay ve astsubaylar,
  • Minarelerden okunan selâlar,
  • Evinde ihlasla dua eden anneler, babalar, erenler ordusu,
  • Marmaris'te Cumhurbaşkanımızı koruma uğrunda mücadele eden, şehit ve gâzi polisler,
  • "Bu bir kalkışmadır; milletimi meydanlara, sokaklara, caddelere davet ediyorum." diyen Cumhurbaşkanı... Ve daha niceleri...

***

Yenildiler...

1071'de, 1453'te, nasıl yenildiler ise, 1915'te Çanakkale'de, 1922'de Sakarya'da, 1974'te Kıbrıs'ta nasıl yenildiler ise, 2016 yılının 15 Temmuz'unda da yenildiler. 1960 ve 1980 darbelerinde kazandıkları gibi, tekrar kazanacaklarını ve darbeden zaferle çıkacaklarını sanmışlardı. Bu sanma, onların felâketi oldu.

Unuttukları iki nokta vardı. Özüne dönme gayreti ve azminde olan MİLLET ve millet lideri bir CUMHURBAŞKANI...

***

15 Temmuz Darbesi'nin 2. yıldönümünde, 251 şehidimiz başta olmak üzere, millî ve mukaddes değerlerimiz uğrunda canlarını veren bütün şehitlerimize, rahmet diler; ruhlarının şâd, mekânlarının cennet olmasını niyaz ederim.

Selâm ve saygılarımla...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Kıymaz Arşivi