Hani kimi zaman hikayelerde karşımıza çıkar; “söyle ayna söyle bana, benden daha güzel var mı?” diye…

Kahramanmaraş’ta seçim dönemlerinde aday adayı bolluğu yaşanır. İş resmi müracaata gelince, o aday adayı olarak siyasi kulislerde ismi konuşulanların büyük çoğunluğu resmen adaylık başvurusu yapmazlar.

Kimileri ise, kamu kurumlarında çalışırlar, seçimler sonrasında daha iyi bir yere gelmek için bu adaylık işini resmen kullanırlar. Ve bu tip insanlar da çoğu zaman “medya” üzerinden yürütürler bu işlerini. Çünkü Kahramanmaraş’ta medya ve bu sektörde çalışan insanları üç beş kuruş para ile kandıracaklarını hep göz önünde tutarlar.

Nitekim bu mesleğin etik kurallarını bilmeyen bir çok insan kurdukları internet sitelerinde “anket” adı altında bu isimleri yayınlamaktadırlar. Bu rast gele koyulan isimlerin şehir siyasetinde “sorun oluşturacaklarını” hiç hesaba katamazlar.

Sonuç olarak;

“Siyasetin kalitesi düşer”

**

Özel yaşamında “bir baltaya sap olamayanların” siyaseti sığındığı bir liman olarak görmeleri ve bu görüşü ise yaşam biçimi haline getirmeleri kentlerin sosyal yaşamlarını da olumsuz etkilemiştir.

Kahramanmaraş’ta nitelikli, tuttuğunu koparacak, donanım ve birikim sahibi insanlar, bir baltaya sap olamayanların sığındığı bir liman olarak gördükleri siyaset sahnesine girmemişlerdir.

Örneğin Gaziantep ilinde 5 tane iş ve ticaret erbabı sanayici Milletvekili olarak hizmet veriyor.

Ekonomik kaygılarının bulunmadığı bu insanlar Gaziantep için her şeyi herkesten isteyecek medeni gücü ve cesareti kendinde görmektedirler. Çünkü siyaseti bir geçim alanı olarak görmemektedirler. Ve bu insanlarında ikinci dönem yeniden vekil olmak gibi hırsları da yok.

Buna en gerçekçi örneği Gaziantep Büyükşehir belediye Başkanı Asım Güzelbey’i gösterebiliriz.

Güzelbey; “Ben hemşehrilerimden iki dönem için yetki istedim!” diyerek bu yeni dönemde aday olmayacağını ilan etmiştir.

Kahramanmaraş’ta biz böyle bir örneğe rast geldik mi?

**

Kahramanmaraş’ta her hangi bir makama oturan insan, o makamı hiç bırakmak istemiyor.

Kendini bulunmaz Bursa kumaşı olarak görmekte ve en iyi kendisinin yaptığını iddia etmektedir.

Sonuç olarak baktığımızda; “dedikodu ve iftira odaklı” niteliksiz bir siyaset ve çapsız aday adayları…

Ortaya çıkan isimler arasında gerçekten donanımlı bu işi hakkıyla yapacak insanlar yok mu? Tabii ki var. Ama o insanlara da sahip çıkılmıyor. Çıkamıyoruz. Şer, iftira ve dedikodu insanları geri adım atmaya zorluyor.

Öncelikle bencillik bir tarafa atılmalı, kent için faydalı olacağına inandığımız insanlara sahip çıkılmalıdır.

Bizler bunu yapamadığımız süre içinde bu şehirde ilerleme söz konusu olamaz.

**

Ve Mehmet Sabancı

Sevgili yener Atlı 25 Ağustos 2013 tarihli Maraş Times’de yayımlanan köşe yazısında 1983 yılından bu yana tanıştığım bir değerli dostu, Mehmet Sabancı’yı kaleme almış, duygu ve düşüncelerini toplumla paylaşmış. Çok mutlu oldum.

Hem Yener Atlı’ya teşekkür etmek ve hem de o eski günleri hatırlatmak için bende Sayın Sabancı ile ilgili birkaç kelam etmek istedim.

Otuz yıl olmuş neredeyse, bu süre içinde sürekli irtibatlı olduğumuz, zaman zaman bir araya geldiğimiz, pozitif ve insanı yönü ağır basan bu güzel insanın Kahramanmaraş’a Anavatan iktidarları döneminde büyük hizmeti olduğunu düşünüyorum.

Ankara’da Kahramanmaraşlı bürokrat olması için yapılan çabaları bilirim.

Kahramanmaraş’a hizmette yetersiz kalan bürokratlara nasıl tepki verildiğini bilirim.

Bu şehrin sanayileşme sürecinde, sanayicilerin Ankara’da işlerinin yapılması için siyaset kurumunun nasıl çalıştığını bilirim.

Velhasıl adam gibi adam olan ve siyasi hayatında akçeli işlerin içinde olmayan, samimi ve saygılı oluşu ile hepimizin yüreğinde iz bırakan Mehmet Sabancı’yı unutmamız mümkün mü?

Sayın Sabancı gibi insanların yeniden siyaset sahnesine girmesi kente vizyon katar, kentin önünü açar.

Fırsat verilir mi?

İşte orada durmak lazım.

Çünkü Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti!...