Ak Parti- Barzani Dostluğu!

 

Geçen hafta sonu gündemini Ak Parti’nin kongresi belirledi. Hatta haftanın ortasına kadar korudu birinci sıradaki yerini.

Tâ ki, Suriye’den gelen merminin Akçakale’ye düşmesine dek...

***

Kahramanmaraş’ta da gözler Ankara’ya çevrilmişti.

Beklenti; Sayın Mahir Ünal’ın partinin MKYK’sına kesinlikle seçilmesiydi. Çünkü günler öncesinden basının da pompalamasıyla(!!) kamuoyunda böylesi bir hava oluşmuştu.

Ama olmadı.  Seçilmedi!

Zîra, MKYK listesi oylama sonucu oluşmuştu. Birkaç istisna dışında…

***

“İyi” mi oldu, “kötü” mü? Bunu zaman gösterecek.

Salonda Sayın Ünal Başbakan’ın hemen arkasında duruyordu. Tıpkı seçimlerde “Maraş”ın hep Ak Parti’nin ve Başbakan’ın “arkasında” durduğu gibi.

Buna karşılık fotoğraf; Başbakan’ın, hem Sayın Ünal’ın, hem de Kahramanmaraş’ın arkasında pekte durmadığı şeklinde çıkıyor!

Yazılanlara bakıyoruz;

Sayın Mahir Ünal’ı alabildiğine kutsayanlar da var, O’nun ve MKYK’ya seçilmeyişi üzerinden Ak Parti’ye saldıranlarda…

İkisi de yanlış!

***

“Kongre”yle devam edersek:

En çok eleştirilen ve öne çıkan konulardan biri de Mesut Barzani’nin kongreye “onur konuğu” olarak katılmasıydı.

Hakikaten çok mu gerekliydi?

Ak Parti’ye oy verenlerin bile en azından onda dokuzu “gereksiz” görmüştür.

Sahi, nerden geliyor bu “Ak Parti-Barzani dostluğu”?!

Böyle el üstünde tutulmasını neye borçlu acaba?

PKK’nın elebaşlarını yakalayıp Türkiye’ye teslim etti; ya da Kandil’i boşalttı da bizim mi haberimiz yok.

Sonra da kalkıp MHP’nin davete icabet etmeyişine kızıyorlar.

“Kimleri çağırıp çağırmayacağımızı MHP'ye mi soracağız?” diye kükrüyor Sayın Başbakan.

Kaldı ki, MHP’nin öyle bir sorusu da yok zaten!

MHP “milliyetçi bir parti” olarak doğru olanı yaptı.

***

Altı basın kuruluşu kongreye davet edilmedi.

Son derece yanlış bir tutum.

Eskiden, mütedeyyin gazeteler laikçi çevreler tarafından böyle “hor” görülürdü. Şimdi durum tersine döndü anlaşılan.

Ama her ikisi de çağ dışı ve düşünce özgürlüğü ile bağdaşmayan “sakat” bir bakış açısı. Bu konudaki CHP’nin eleştirisine “Sayın Kılıçdaroğlu belediye başkan adayı olduğunda yaptığı toplantıya bazı gazeteleri çağırmadı. O gazeteleri açıklayalım mı?” diye cevap verdi Başbakan.

Sen dur Sayın Başbakan… “O gazeteler”i ben söyleyeyim: Akit, Zaman, Yeni Şafak falan..

Bunu söylemek o yanlışı düzeltir mi?

Hayır!

Olsa olsa bir “yanlış”a karşılık yeni bir “yanlışlık” olur.

O da Başbakan’a yakışmaz.

***

Madem söz “basından” açıldı.

“Bizim basın”da bir kez daha, Sayın Dedeoğlu’nun sayesinde bir araya gelme imkânı buldu.

Geçen hafta sonu Cumartesi günü MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu geniş bir istişare toplantısı düzenleyerek köşe yazarları ve gazetecilerle bir araya geldi.

Basından takip edebildiğim kadarıyla “Kahramanmaraş’la ilgili olarak TBMM’de yaptığı çalışmalar” hakkında bilgi verdi. Yaptıklarını, yapılması gerekenleri tek tek anlattı. Birlik beraberlik çağrısı yaptı.

Sayın Dedeoğlu’nun çalışmalarını takdir etmemek mümkün değil. Sahip çıkmak ve destek olmak lazım diye düşünüyorum.

Ayrıca önyargısız olarak bütün basın kuruluşlarını davet ettiği için Sayın Dedeoğlu’nu kutluyorum. Belki de uzun süredir Kahramanmaraş bu kadar geniş bir yelpazede basın mensubunu bir araya getiren bir toplantıya sahne olmamıştı.

Sayın Dedeoğlu’nun nazik davetine çok istememe rağmen “elimde olmayan sebepler” nedeniyle katılamadığım için çok üzgünüm ve kendisinden özür diliyorum.

***

Sevgi ve muhabbetle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veli KARALAR Arşivi