Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Atmalı Türkmen Aşiretinin 3. Büyük Buluşması

Atmalı aşireti on iki boydan müteşekkil olup vergi olarak ta rışvanlıya bağlı bir Türkmen boyları  teşekkülüdür. Atmalı teşekkülünü meydan getiren oymaklar şunlardır. 1- ağcalar , 2- karalar, 3- turuşlu, 4- Kabalar, 5- Tilkiler, 6- Kizirli, 7- Kızkapanlı, 8- Mahkanlı, 9-Haydarlı, 10- Karahasanlı, 11-ketiler, 12-Sadakalar.

Atmalı aşireti görüldüğü üzere diğer Türkmen boyları gibi Türkçe isimler taşıyan on iki boydan müteşekkil olup batıdan doğuya, güneyden kuzeye yurdumuzun bütün yörelerine serpilmiş olarak yaşamaktadırlar. Otuz iki ilde var olduklarını bildiğimiz bu oymakların diğer illerimizde de var olduğunu tahmin ediyoruz. Bulgaristan göçmenleri (evlad-ı fatihan) içinde de atmalının olduğunu Edirne ilimizin Keşan ilçesinde yaşayan kızkapanlı oymağımızın varlığından biliyoruz. İşte müstakil bir aşiret olmamasına rağmen yüzyıllar içinde aynı vergi mevzuatına bağlı olarak bir arada yaşayan bu oymaklar son yüz yılda birbirleri ile olan ilgilerinin kesilmiş olmasının verdiği yalnızlıktan kurtulmak ve tekrar bütün mensuplarının tanışmasını temin ile aziz Türk milleti içindeki güzide yerini almak istemiştir. Üçüncüsünün yapıldığı Pazarcık ilçemizdeki bu şenliğide bu maksatla tertiplemiştir.

            Şenliğe katılmak için saat onda K.maraş tan ayrıldım ve yarım saat sonra baraj gölünün kenarındaki    Celal Doğan parkına ulaştım. Ev sahibi olarak hoş geldiniz diyen birkaç gençten sonra atmalının beglerinden Nihat Bozdağ beğde hoş geldiniz diyerek yerlerimizi gösterdiler.Benden önce gelen ve kurtuluş şehidimiz  Karayılan dedemizin torunu yiğit Türkmen begi Mehmet Demir Atmalı kardeşim ile kucaklaştık ve hasret giderdik. Kendisi ile iki sene önce narlıdan ve Gaziantepten gelenler ile  buluşup beraberce Ağrı Patnos taki ikinci şenliğimize gidip gelmiştik. Daha sonra aynı seferdeki diğer arkadaşların bir kısmı ile de görüşmek imkanım oldu. Mehmet Demir Atmalı Beg için tek kelimelik bir söz söylemek icap eder ise o da şudur. Mehmet Demir Atmalı kardeşim olmasa idi, bu şenlikler olmaz idi. Bu şenlikler bu yigit kardeşimin otuz yılı aşkın kitap çalışmalarının bir eseridir.

            Misafirlerin gelişleri akşam saatlerine kadar sürdü. K.maraştan yalnız geldiğimi düşünürken, Final dershanesi K.maraş müdürü sevgili kardeşim İbrahim Gülsu’ nunda muhterem babaları ile geldiğini gördüm ve beraberce olan biteni seyretmeğe ve not almaya başladık.  İbrahim beğ de atmalı aşiretinin Karahasanlı oymağı mensubu olup akrabaları ile buluşmak heyacanı ile gelenlerden idi. Daha sonra aşiret içinde kitap yazan nadir insanlardan birisi olan çok değerli Türkmen beği ve aynı zamanda alicenap kişilikli kardeşim Ali  Gültekin Biniş beğ ile karşılaştık ve hasret giderdik. Kendisinin Karahasanlılar oymağı ile alakalı bir cilt kitabı daha önce basılmış ve hizmete sunulmuş iken , şimdide Karahasanlılar aile şeceresinin resimler ve şemalar ile desteklenerek hazırlanmış 750 sahifelik yeni eserinin basımının yapıldığı müjdesini verdiler. Bir tane yanında getirmiş olduğu yeni eserini inceledim.  Jeneoloji  özel ilgi alanım olduğu için bu çalışmasının takdire şayan bir çalışma olduğunu belirtmek isterim. Çok uzun süreli ve yoğun bir emek isteyen jenerasyon çalışmaları her kesin harcı değildir. Mensubu olduğu karahasanlılar bu yigit kardeşimle ne kadar öğünseler azdır. Ali Gültekinin zaten ismini koyan babasının isim koymasından biliyoruz ki okuyan ve yazan ve düşünen bir ailenin mensubudur. Atmalı aşiretinin ve Karahasanlı oymağının bu güzide gencine yeni eserlerinde Hz.Allahın yardımını niyaz ediyorum.Aziz ve necip Türk milletinin bu değerli kardeşimi takdir edeceğinden kuşkum yok.

        İkindi vaktine kadar ev sahiplerimizin gelenler hakkında duyuru yapmaması dolayısı ile kimlerin geldiğini ancak masalar arasında gezerek anlamaya çalıştım. Ağrıda ki gibi her şehirden katılanlar geldiğinde, kimlerin ve hangi şehrin geldiği anons edilse idi birbirimizi daha çabuk bulurduk. Adanadan katılan mahkanlı oymağı mensubu vefakar Coşkun Yurtseven kardeşimi sora sora buldum ve hasretle kucaklaştık. Bütün çalışmalara rışvanlı dahil katılan bu yiğit Türkmeni görmek ayrı bir sevinç kaynağı idi. Namaz vakitleri geldikçe abdest ve mescid ihtiyacı olmaya başladı. Yaptığım araştırmada on yıldan daha eski olan bu parkta abdest alacak sadece iki kişilik  tuvalet olduğunu ve mescit olmadığını örgendim. İlerleyen vakitlerde pazarcık belediye başkanı sayın Kamil Dalkara beğ ile karşılaşma imkanım oldu. Seçimlerdeki konuşmaları ile ümitlendiğim ve desteklediğim bu başkan beye bu eksikliği hatırlattım, fakat aldığım cevap hiç yakışmadı. Başkan parkta içki içildiğini ve bundan dolayı mescit yapamayacağını söylediler. Umuma açık yerlerde içki içilmesi kanuni, fakat mescit açılması ise içenlerin iznine tabii gibi oldu. Pazarcıklıların bu parkta içki içildiğini ve dolayısı ile mescit olmayacağını öğrenmeleri gerekir diye düşünüyorum. Saat  5 ten sonra aziz dostum mahmatlı Türkmenleri nin genç beği muhterem arkadaşım Nafi Çağlar kardeşim telefonla aradı. Kendisi bütün toplantılara katılmak zorunda olduğundan katılamadıklarında neler olup bittiğini çok merak eder ve kim katılmış ise onu telefonla arayarak yoklamasını yapar. Bu sefer taa bolu dan bir Yörük şöleninden arayarak bizleri de yokladı. Kardeşimin bu hasletini yazmadan edemedim. Kendisiden habersiz Yörük ve Türkmen şenliği yapılır ise veyl  o şenliği yapanların başına. Artık hesap verebilirsen ver. Bizde bundan sonra Nafi başkan nereye giderse telefonla onu  yoklama kararını oy çokluğu ile almış bulunuyoruz. Bütün Türkmenlere duyurulur.

             Bu arada Batman dan katılan bir yigit Türkmenle tanıştım ve bu katılımdaki en büyük karım bu oldu diyebilirim. Kendisi AbduMenaf Kaplan beg. Atmalının hıze boyundan (bu kelime Uygurcadır ) Kurmanc lehçemizdeki Uygurca kelimeler ve manaları üzerine çok çalışmış, aydın ve okumuş bir beğimizdir. Türkistan da, Anadolumuzda ve Macaristan daki Kürtlerin(kurmanc) varlığını bilen ve araştıran ve büyük bir kısmının oğuz boyu değil Uygur asıllı oldukları hakkında çalışmaları bulunan bu heyecanlı arkadaşımı geç bulmanın üzüntüsü içindeyim. Kendisinden bu kıymetli çalışmalarını kitap haline getirmesini istirham ediyorum. 2012 yılanda yapamadığımız atmalı toplantısının onların köyünde olacağını fakat siyasi sebebler yüzünden yapılamadığını üzülerek anlattılar. Siyasi fikirlerini emmioğulluğumuzun üstünde tutanların utanması gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Atmalı mensuplarından aziz Türk devletine ve milletine hiyanet vaki olmamıştır ve bundan sonrada olmasına müsaade edilmeyecektir. Bu  arada Urfam dan gelen misafirler olduğunu öğrenerek yanlarına gittim ve tanıştık. Bir kısmı ile ağrıda görüşmüştük ve birbirimizi hatırladık. Bunlardan biriside bu sene katılan Adem Atmani kardeşim idi. Soyadının yazılışının  Arapça i mahlası ile olduğunu ve atmalı manasını ihtiva ettiğini, an eki aldığında atmalılar manasını farsça olarak temsil ettiğini ve atmalı deyimindeki lı ekinin ise Türkçe olduğunu ifade ile sohbet ettik. Aydın ve okumuş ve sempatik kişilikli Adem kardeşim, aynı zamanda yüz hatlarında Türkmenliğin bütün özellikerini barındıran tipi ile de dikkat çeken bir gencimiz idi. Bu arada büyük bir sürpriz yaşadım. Pazar günü şenlikleri olduğu için davet edemediğim için geldiğinden de  haberim olmayan, Rışvan lılar Maraş dernek başkanı değerli Türkmen beği kardeşim Arif Sarıtürk ve Hüseyin Sarıtürk ile beraber nerede ise otuz yıllık arkadaşım ve okul yoldaşım, rışvanlı camiasına yeni katılan Yaşar Eskalen beg  ile beraber gelmişler ve buluşmamız bana bir hediye gibi oldu. Hep beraber şenliği seyretmeğe başladık. Bu arada hiç kimse anons edilmediği için kimin geldiğini bilme imkanımız olmuyor demiştik. Tören yerinde bulunan sandalyalerde kimler var diye bakarken Rışvanlılar federasyon genel başkanı yiğit Türkmen beği kardeşim Ali Avcı beğin oturduğunu gördüm. Kalabalık dolayısı ile kendisi ile görüşmek nasip olmadı. Yemek ve çay ikramları güzel denecek şekilde idi. Hiç kimsenin aç ve açıkta olmasının imkanı yoktu. Fakat Türkmen asıllı olduğunu bilenlerin çok olduğu bir yerde devamlı olarak kurmanca konuşanların dahi anlamadığı bir Kürtçe ile çalınan müzik, ve kaymakamın gelmesi ile aynı müziğin iki defa sanki nazire yapılırmış gibi üstüste çalınması dikkat çekici idi. Konuşmaları ayarlayanların, Atmalı aşiretini bir araya getiren ve aşiretin tamamını birbirine tanıtan, hakkında en doğru bilgi ve belgeler ile bunu kitaplaştıran çok değerli araştırmacı ve yazar kardeşlerim Mehmet Demir Atmalının ve Ali Gültekin Biniş beğin konuşmalara çağrılmaması çok manidar bir durumdur. Varlığımızın ve bu oluşumumuzun mimarına bu yapılan hiç hoş olmadı.  Saat  sekize kadar beklenirken, katılımcıların nerede ise bütün temsilcilerinin kısa kısa konuşmaları mümkün iken bu yapılmadı. Akşamdan sonra birkaç kişinin konuşması neticesinde müzik başladı ve gene ağırlıklı olarak bize yabancı gelen bir lehçe ile Kürtçe müzik çalınmağa ve söylenmeğe devam edildi.  Bizim en büyük geleneğimiz olan, şehitlerimize Fatiha okunması, ardından kuran tilavetinin yapılması adetlerimizin hiç biri yerine getirilmedi ve platformda büyük iki tane bayrak olması gerekirken bir çok defalar ikaz edilince bir tane küçük bayrak bulunup bir köşeye gizlenir gibi asılması bu aşiretin mensuplarının dikkatini çekmiştir. Aziz bayrağımıza, istiklal marşımıza, kuranımıza bu kadar lakayıt kalanların bizim güzel toplantımıza gölge düşürdüklerini söylemeden geçemeyecegim. Bu ihlallerin başında Pazarcık dernek başkanı sayın Salman Ulukütük görünsede, asıl sorumlular bizim yıllarca beğliğimizi yapan Karahasanlı oymağının ve bizim beğimiz olan Ali Bozdağ beg ve mahdumu Nihat Bozdağ begdirler. Saat dokuza kadar bekledim ve hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlayınca Maraşlı arkadaşlarımız ile tören yerini terk ettik. Kırgınlığımız ve hayal kırıklığımız ile.

            Gaziantepte gelecek yıl aynı minval üzere bir şenlik yapılacak olur ise bunu yapanlar ile bütün akrabalık ilişkilerimi sonlandırma kararı aldım. Devletimize ve aziz Türk milletine ve Kur’ana yapılacak yanlışlara müsamaha gösteremeyeceğimi ve bundan büyük üzüntü duyduğumu söylemek isterim. Bu yapılan yanlışlıklar bana daima Fesih Cömert ağabeyin gerçek bir beğ gibi bizi ağrıda ağırlaması ve hiçbir yanlışlığı izin vermeyen ağırlığını daima hatırlattı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi