Birlik Ve Beraberlik Zamanı…

Birlik ve beraberlik yaşam alanında oldukça önemli bir olgudur. Başarının ve yükselmenin anahtarlarından biri birlik ve beraberliktir.

Yaşamak, zorlukları yenmek, başarı yolunda mesafe kazanabilmek için insanların birbirlerinin güçlerine, fikir ve düşüncelerine ihtiyaçları vardır. Birinin düşünce ve görüşlerinin tükendiği yerde, diğerinin zekâsı ve buluşları sonuca ulaşmada yararlı olabilir. Birlik olunan yerde yapılan işlerin başarı yolları daha doğru ve sağlam olur, çalışma düzeni daha sağlam bir şekilde kurulabilir. Fikir ve görüş çatışmaları dahi, gerçeğin ortaya çıkmasına yardım eder.

İnsanlar toplumsal yaşamda çoğu işte kendi başına başarı yakalamakta zorlanır. Çünkü her iş tek başına başarılan işler değildir. Bugün demokratik ülkelere baktığımızda devlet yönetimi sadece bir kişinin elinde yükselmemektedir. O devleti ayakta tutan birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik olmadığı sürece o toplumda düzen ve birliktelik beklenmez ve kısa sürede toplum yıkılmaya yüz tutar. Çünkü iç karışıklık meydana gelecek ve insanlar birbiri ile çatışmaya girecektir. Oysa birlik ve beraberlik olduğu sürece o topluma karşı hiçbir güç karşı koyamaz.

Kısacası birlik ve beraberliğin önemi üzerinde durmak istiyorum. Birlik ve beraberlik olmasaydı kim bilir şu an nerelerde olurduk? Neden diyeceksiniz, ilk çağlara gidelim. İnsanlar ağaç oyuklarında yaşıyorlardı. İnsanlar bir araya gelmeseydi kültürel etkileşimler olmasaydı kim bilir biz şu an belki de daha bilgisayarı bile icat edemezdik. Bırakın bilgisayarı ticaret, ekonomi, diplomasi ve hayatımızın her alanına etki ederdi. Atalarımız bakın birliğe birkaç atasözü söylemişler:’’Bir elin nesi var iki elin sesi var’’, ‘’Birlikten kuvvet doğar’’ gibi pek çok atasözümüz vardır.  Ama biz maalesef son zamanlarda birlik ve beraberliğimizi yitirmeye başladık.

Evimizde, okulumuzda, çevremizde, birlik ve beraberliğin önemini dile getiren konuşmalara şahit olmuşuzdur. Evimiz bizim mutluluk dünyamızdır. Anne, baba ve çocuklar olarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmediğimiz takdirde evimizin yaşanamaz bir yuva olacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz. Anne, babasını dinlemeyen çocukların bulunduğu, herkesin kendi başına buyruk, hiçbir sorumluluk taşımadan yaşadığı bir evi mutluluk yuvası olarak tanımlamak mümkün mü? 

Konu ile ilgili güzel bir hikaye anlatmak istiyorum: Bir çiftçinin üç oğlu varmış. Kardeşler birbirleriyle geçinemez, hep kavga ederlermiş Baba, “Birbirinizi sevin, yardımlaşın!” dermiş. Ama onlar, bu güzel öğüdü tutmazlarmış. Bir gün baba, çocuklarını çağırmış. 

- Bana on çubuk getirin, demiş. Çocuklar çubukları getirmişler Baba, bunları birbirine bağlayıp oğullarına vermiş.
- Hadi kırın, demiş Kardeşler, çubuk demetini kırmaya çalışmışlar. Ama kıramamışlar. Çiftçi demeti alıp çözmüş. Çubukları, bu kez birer birer vermiş. Üçü de çubukları kolayca kırmış Bu olay üzerine çiftçi, şöyle demiş: 
- Görüyorsunuz işte Tek olunca çabucak parçalanan çubuklar, bir araya gelince kırılamıyor. Siz de bir araya gelmez, tek durursanız, kırılırsınız. Birleşmek güç yaratıyor. Birbirinizle anlaşıp birleşiniz O zaman size kimsenin gücü yetmez. Siz de her güçlüğü yenersiniz. Böylelikle hem gelişir, hem de mutlu yaşarsınız. İnsan sosyal bir varlıktır. O, bütün ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamaz. Bu nedenle diğer insanlarla birlikte, yardımlaşarak, onlarla bir ve beraber olarak hayatını sürdürür. Birlik ve beraberlik; bizi her zaman; başarıya, huzur ve mutluluğa götürür.

Geçmişimize baktığımızda birçok savaşı kazanmanın altında birlik ve beraberlik yatmaktadır. Türk ordusunun birbirine olan güveni, beraberliği savaşlarda başarı yakalamamıza yardım etmiştir. Bundan dolayı birlik ve beraberliğe her daim ihtiyacımız vardır. Her konuda birlik ve beraberlik sağlandığı sürece engeller ortadan kalkacaktır. Bundan dolayı sizler de yaşamınızda birlik ve beraberliğe önem vermeli, onun gücüne inanmalısınız.

 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi