Bizi ölümle müjdelemeyin

Bu yazı, devletin meşru savunmasını basite indirgemek, terör örgütlerini aklamak veya suçlamak amacıyla değil, ölümle müjdelenmemize bir tepki için kaleme alınmıştır.

***

Herkes bize ölümü müjdeliyor; şehit olacağımızı söylüyor, cennetten köşkler, altından akan ırmaklar ve daha neleri neleri önümüze seriyor…

Müslüman olsak da, olmazsak da bizi ölümle müjdeliyorlar.

Herkes, davasını hak biliyor o yolda ölümlerin şahadet şerbetini içtiğini kabul ediyor, kalanlarsa gazi.

Hatta teşvik de ediliyor, “ne mutlu size” diye…

Bunu sadece vatanını korumak için, dinini korumak için, orada yaşayanların ırz ve namusunu korumak için, canı ve kanı pahasına yapanlar için söylenmiyor.

Hangi fikirden, hangi inançtan olursa olsun terör örgütleri de bunu kullanıyor.

Savaşan kahraman ilan ediliyor, sonra savaşa karşı olduklarını söylüyorlar.

Ölenin kutsiyetinden bahsediyorlar.

Altından ırmaklar akan cennet vaadinde bulunuyorlar.

Peygambere komşu ediyorlar, ellerinde tapu varmışçasına…

Gözü yaşlı analar, yüreği dağlanan babalar, acısını en derinlere gömerek, vatan sağ olsun diyor birisi, bu millete feda ediyor diğeri…

Bir yavrusu daha olsa yollamaya hazır bekleyen var, bir evladı dünyaya gelse kolundan tutup cepheye gönderecek var.

Kiminle mücadele ediyorsa onlar da şahadet şerbetini içenlerden oluyor; vuran kesim de şehitlikle müjdeleniyor vurulan kesim de…

Bazı terör örgütleri peşinen tapu dağıtıyor, cennetin en müstesna yerinde…

İŞİD’e mensup olmak, cennetten iyi bir parsel almak demek.

Hizbullahçıysan, tapun cebinde geziyorsun demektir.

El Kaide mensubuysan cennetten dilediğin yeri alabilirsin…

PKK’lıysan şehitler kervanına katılansın…

Askersen, polissen, öğretmensen, memursan, işçiysen, emekliysen, yoldan geçensen, yolda kalansan şehitsin…

Tarihin her hangi bir döneminde de böyle var mıydı bilmiyorum; yalancı peygamberlerin insanları kandırmak için “şehitlik” yalanına sarıldığını duymuştum.

Kedini mehdi ilan edenler, kutsallığını açıklayanlar, gökten zembille yeryüzüne hediye edildiğini muştulayanların hepsi, çevresindeki insanları farklı güzelliklerle kandırırdı veya ikna ederdi.

Bunların başında para gelirdi elbet, kadın olurdu, uyuşturucuyla hayal âleminde yüzdürülenler bulunurdu.

Ama bir de şehitlikle müjdelerlerdi…

Cennetten tapu verirlerdi, huriler etrafında pervane dönerdi, altından ırmaklar akan köşklerde ilelebet kalma müjdesi vardı.

Peygambere komşu olacaktı, hatta “bir kez daha dünyaya gideyim, bir kez daha şehit olayım ve bu böyle sürsün” diyeceklerdi.

Oysa barış her zaman vardır ve savaş, hiç başvurulmaması gereken bir eylemdir.

Ülkemizde silahlar bir defa sustuysa, bin defa daha susar. Barış bir kez bozulduysa, bin kez yeniden inşa edilir. Yeter ki savaştan yana olmayın!

Savaştan yana olmak için şehitlik müessesesini de lütfen yozlaştırmayı ısrarla sürdürmeyin.

***

Dini kavramlar hiç bu kadar yozlaştırılmamış, hiç bu kadar insanlar kandırılmamıştı.

Şehitlik, tarihin her döneminde, savaş manyaklarının uydurduğu bir “şan”dır. Bir “Şeref”tir ama asla birilerinin ipoteğinde olan yakıştırma değil, Allah’ın dilediğine vereceği bir payedir.

 

İslam’da şehitliğin nasıl olacağı bellidir ve bunun üzerine tartışmak anlamsızdır.

Barış varken, savaşın kapılarını zorlamak, görünürde başka, gerçekte başka bahanelerle kan akıtmak, insanları kandırmak, yalanlarla insanların duygularını sömürmek, savaşmanın meşru gerekçesi olamaz.

Hemşehitlik; savaş meraklılarının, ülkesine, milletine, inancına, dinine ihanet edenlerin taraftar toplamak, siyaset gütmek, güç elde etmek, gücü korumak veya aldığı görevi yerine getiren örgütlerin dağıttığı bir paye değildir.

Belki evine ekmek götürmek için çabalayan bir işçinin ölmesi, bütün bunlardan daha yüksek mertebeye ulaşmasına neden olabilir; bunu da Allah bilir.

Ama şunu bilirim ki, yüreğinde merhamet olmayan, insanlıktan nasibini almayan, en aşağılık katliamlara imza atanların dağıtacağı bir tek tapu olabilir, o da muhtemelen cehennemin dibindedir; oturacak yer bulabilirse…

Payesini de siz düşünün…

 

Tweetimden seçmeler

Bize şehitlik vaad etmeyin, gaziliği kutsamayın; bize insanca yaşam vaadiniz olsun, kutsayacağınız da, değerlerimiz ve canımız olsun.

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi