Cafer abi bu:”konuşur!”

Bu gün milletvekilimiz Dr. Cafer Tatlıbal’ı mercek altına almak istiyorum, müsadenizle!...

Her ne kadar şıhım Fiskeci baba Cafer abime ara sıra eleştiri anlamında yazılar yazsa bile Cafer abi ile arası çok iyidir. Onların arasına girmem doğru olmaz.
Aralarına girmeye kalkışsam, ikisi bir olur bana “papara” yaparlar. En iyisi mi, haddimi bilmem gerek.
Cafer abi öncelikle halktan biri. İçinden geldiği gibi konuşur. Eğip bükmez. Söylediklerinin bir çoğunu tasvip etmesem bile “içi dışı bir ve doğru adam olduğu için” hep saygı duyarım, hep mesafeli dururum.
Oysa bir çok milletvekilinin ya telefonu kapalı ya da Ankara’da ki sekreterlerine yöneltilmiş. En azından Cafer abim, halktan kaçmıyor, halkın telefonlarına cevap veriyor. Bir vekil seçim bölgesinde iken aradığınızda Ankaradaki sekreteri çıkıyorsa ve Vekil Kahramanmaraş’ta diyorsa, arayan vatandaşın yüz ifadelerini ve içinden geçirdiklerini sanırım hepiniz anlamışsınızdır. Benim başıma geldi. Bir değil birkaç defa geldi.
Telefonu kapalı olan, telefonu ankara’ya yönlendirilen vekillerle bir gün bizlerde yan yana oturma ve o gün geldiğinde neleri gündeme getireceğimizi, neleri yazacağımızı, kimlere ne gibi mesajlar yollayacağımızı sanırım anlarsınız.
Nitekim zaman zaman ifade ediyoruz; saat 12.00 ye kadar yatan vekilin aldığı maaş haramdır diyoruz. Ve bu vekillere hakkımızı helal etmiyoruz.
Vekilin telefonu sabah mesai ile açık olmalıdır. Bunu yapamayan uykusunun esiri olan ve vaktinde kalkmayan vekil millete hizmet edemez.
Şimdi bu vekil standartına baktığımızda Cafer abimizi başımıza taç ediyoruz.
Her zaman telefonu açık.
Aradığımızda konuşuyoruz, tartışıyoruz ve derdimizi anlatıyoruz.
Ama öteki vekile ulaşamıyoruz bile.
Tabii bir gün gelecek o da Halka, seçmene ve medyaya ulaşamayacak. 5 yıl dediğin ne ki; çar çabuk gelir geçer…
Sevgili Fiskeci baba, sanırım meseleye benim açımdan baktığı zaman Cafer abimi daha çok sevecektir.
Birde söz vardır hani; “derici sevdiği gönü yerden yere vurur!” Belki de fiskeci babanın Cafer abiye eleştirisi bu sebebe de dayanabilir.
Sayın Fiskeci Rektor Baytorun ile ilgili bir sohbet yapmış. Sitede haberi yayımlandı.
Haberi okurken şu aklıma geldi.
Sayın rektör, Hilton oteli ile ilgili bizim eleştirilerimizi hazmedemiş, bizi vatan hainliği ile suçlamıştı.
Heyhat, bu gün biz rektöre sahip çıkmak durumunda kalıyoruz. Bana göre dün biz haklıydık ve bu günde rektör haklı. Ve biz haklı olduğuna inandığımız insanın yanında yer alıyoruz.
Eğilmiyoruz, kırılmıyoruz hele hele yalakalık hiç yapmıyoruz.
Tabii etrafta yalakaların etkisi ile gaza gelen vekiller, rektörler, siyasetçiler aklı selim olmadan ağzından çıkacak lafı ölçüp biçmeden sallayınca da, acayip bir durum çıkıyor ortaya.
Eğer Kahramanmaraş’ı seviyorlarsa, önce ne konuştuklarını iyi tartmaları gerek. Bunun adı rektör olur vekil olur hiç fark etmez.
Sevgili Cafer abi seni seviyoruz.
Sen doğru bildiğin yolda konuşmana devam et.
Arada sırada “port kırsan bile!” önemli değil. En azından toplumun düşüncelerini ifade ediyorsun. Toplumda senin gibi düşünüyor.
Fiskeci abi bana kızacak ama olsun.
Ben seni çok seviyorum Cafer abi.
Yola devam.
Konuşmaya devam!...
Seni çekemeyenler, saat 12.00 ye kadar yatanlar, telefonunu Ankara’ya yönlendirenler utansın.
Biz seni seviyoruz!....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi