Camilerimizdeki Gizli Hazineler, Dulkadiroğlu Sancağı

Çoğu zaman, şehrimize dair, tarihi ve kültürel konularında araştırmalarımı bu sitede yazmaktayım. Amacım bu şehrin gizli hazinelerinin ortaya çıkarılmasında tarihçilerimize naçizane yardımcı olmak, idarecilerimizi gayrete getirerek o değerleri gün yüzüne çıkmasına vesile olmaktır.

Bu kaygılarla hem hal olur iken, çok kıymetli dostumuz, gönül insanı Selahattin Sandaloğlu bey, Dulkadiroğulları na ait olduğu bilinen sancaklardan birinin, mütevellisi olduğu camide muhafaza edildiğini söylediğinde çok heyecanlandım. Birlikte hemen o camiye giderek, o sancağın hali pür melalini gözlerimle görme fırsatı buldum.

 

Yeşil ipek zemin üzerinde; Başta, Kelime-i tevhid , La İlahe İllallah Muhammed Resullallah. Hemen altında Besmele-i şerif ( Bismillahirrahmanirrahim ). Onun altında Fetih suresinin birinci ayeti ( İnna Fetahnaleke Fethen Mübina - Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik), son satırında ise ( Levlâke levlak lema halaktül eflak - Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsî hadisi yazılıdır.

600 yıllık olduğu iddia edilen Sancak-ı şerif bir nevi sekerat halinde son demlerini yaşıyor gibiydi. İptidai koşullarda muhafaza edilmeye çalışılan Sancak neredeyse lime lime dökülüyordu. Eğer acilen restorasyona ve özel koruma altına alınmaz ise birkaç yıla kalmaz iyice yok olacak, ya da tarih hırsızlarına malzeme olacaktır.

Şehrimizin arif ve alim insanlarından  Sandalzâde Hafız Osman Efendinin gayretleri ile Sancak-ı Şerifin bu günlere taşındığını torunu Selahattin Sandaloğlu beyden öğreniyoruz.

Osman Sandal hoca efendinin O camide 1926 yıllarında fahri imamlık yaptığını, aynı zamanda mütevellisi olarak her şeyiyle ilgilendiğini, camiinin tamiratını, bakımını yaparak, içerisindeki kıymetli emanetlerin günümüze taşınmasında emekleri geçtiğini biliyoruz. Bilhassa onun döneminde, Medine-i Münevvere’den, Sakal-ı Şerif getirterek, o mübarek emanetin o camiye teslimindeki gayretlerinde torunu Selahattin Sandaloğlu beyden heyecanla dinledik.

1883 yılında doğup1962 yılında Hakka yürüyen hoca efendi, ülkemizde kurulan ilk İmam hatip okulu arasına Kahramanmaraş İmam hatip okulunun yer almasında büyük emeği geçmiş. Dualarla temelini atarak, uzun süre o okulun müdürlüğü yapmış ve bir çok münevver insanların yetişmesine vesile olmuştur.

Şimdi ise O güzel insanların bıraktıkları güzel emanetleri, gelecek nesle taşıma görevi bizlerin üzerine düşmektedir. Şimdiye kadar izbe köşelerde kalan, gizli hazinelerimizi ortaya çıkarmak gene bu şehrin insanına düşmektedir.

Gözlemlerimi Kahramanmaraş’ta Bugün gazetesi Genel Yayın yönetmeni Mesut Tuğrul beye anlattığımda o da yerinde duramadı, çok heyecanlandı. Hemen Selahattin Sanadaloğlu beyi arayarak tekrar O camiye birlikte gittik. Tarihe kaynak olması açısından, gazetesinde 29 Nisan’da “600 Yıllık Kayıp Sancak” manşetiyle özel haber olarak yayınladı. Bu vesileyle kültürümüze gösterdiği gayret için, Kahramanmaraşta Bugün gazetesine ve Mesut Tuğrul beye ayrıca bu hazinemizin gün yüzüne çıkmasında katkısı olan Selahattin Sandaloğlu beye teşekkür ederim.

Yılın gazetecilik olayı olarak görülen Sancak haberi gündeme düştüğünde, aynı gün Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mahir Ünal bey, bakanlıktaki bürokratlar aracılığı ile Kahramanmaraş Kültür ve Turizm Müdürlüğüne talimat vererek konuyla ilgilenmelerini istedi. İl Kültür Turizm Müdürlüğü yetkilileri irtibata geçerek incelemeye alacaklarını bildirdiler. Ayrıca bu haberler Anadolu ajansı ve diğer Ulusal ajanslara da düşerek, Selahattin Sandaloğlu beyle röportajlar yaptılar.

Selahattin Sandaloğlu ise çıkan haberler üzerine:” Bu sancak ailemizin bakımıyla bu günlere geldi, Bakanlıktan beni de arayarak sancak hakkında inceleme yapacaklarını söylediler. Biz Sancağı Sayın bakanımız Mahir Ünal beye vermeye hazırız” diyor.

Bizce malum, O camimizi merak ettiğinizi biliyorum. Ancak birçok Kahramanmaraşlı dostlarımızın da tahmin edeceğini düşünüyorum. “Su uyur, düşman uyumaz” diye bir söz var. Tarih hırsızlarına yol göstermeme açısından, tedbir olarak camii ismini hem gazete de hem köşe yazımda belirtmedik. İnşallah bu yazı ve haberlerden sonra o tarihi Sancağın başına bir iş gelmesin diye de dua ediyoruz.  

Bir an önce bu konuda yetkili olduğu bildiğimiz kurumlara ve kişilere büyük görev düşüyor. O sancağın tamiratını yapılıp, olması gereken yerde olmasını, Kahramanmaraş müzemizde muhafaza edilmesini her Maraşlı gibi bizlerde çok arzu ediyoruz.

Selam ve sevgilerle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali AVGIN Arşivi