CHP Misyonunu Tamamladı!

Bir kent düşünün, kendi sınırları içinde yerel bir yönetimi söz konusu değil. Ne valisi var, ne belediye başkanı. Bir başka vilayetten, uzaktan kumandayla yönetiliyor. Bu süre tam 10 yıl sürüyor.

Tunceli’den bahsediyorum, yani yeniden verilecek adıyla Dersim’den…

10 yıl boyunca uzaktan yönetildi, Elazığ, Tunceli’nin yönetim iliydi.

Çünkü Tunceli için özel kanun çıkarılmıştı; özel bir statüye sahipti. Bu özelliği, onun “iyi” olmasını değil, “kötü” bilinmesini sağlıyor, hatta “katliama” gerekçe bile oluyordu.

1935 yılında Dersim, Tunceli adını alarak vilayet oldu.

İki yıl sonra bir katliam gerçekleşti.

Bir ayaklanmanın bastırıldığı söylendi.

Devlet “tam hâkimiyet” kurmak istiyordu, çünkü orada hükmedemediği aşiretler vardı veya öyle söyleniyordu.

Daha önce devlete yardım etmişlerdi ya, olsun!

Koca bir il değildi ama kocaman devlet, tepelerine bomba yağdırdı. Bunu bir başarı gibi sundular.

Resmi rakamlara göre 13 binden fazla insan hayatını kaybetti.

12 bin insan ise zorunlu göçe tabii tutuldu.

Yerinden yurdundan edildiler, kovuldular, sürüldüler, hepsi bir yana dağıldı.

Bu katliamda 199 asker de hayatını kaybetti.

Katliamı yapan iktidar, CHP iktidarıydı.

Ama Tunceli hep CHP’nin kalesi oldu.

Ölenler ölmüş, sürülenler sürülmüş, sesini çıkarmayan “makbul vatandaşlarla” şehir kurulmuştu.

Şimdi Tunceli yeniden gündemde ama unutturulmaya çalışılan Dersim adıyla…

Bu değişikliğin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağı demokratikleşme paketinde yer alması bekleniyor.

CHP ise tedirgin…

Çünkü kendi döneminde olan ve sürekli insanların hafızalarında yer almasını istemediği yüz kızartıcı, insanlık onuruyla bağdaşmayan, hiçbir vicdan ve merhamete sığdırılamayan katliam, kara bir leke olarak alınlarında öylece duruyordu.

Tunceli’nin Dersim adını alması, sadece bir hakkın iadesi değil, hafızanın tazelenmesi demek de olacak ve katliama vurulacak en büyük tokat olarak hafızalardaki yerini alacak.

***

Dün AK Parti Tunceli İl Başkanı Sinan Yerlikaya’nın konuyla ilgili açıklamalarını okuyunca dikkat çekici cümlelerin altını çizdim.

Sinan Yerlikaya CHP’li…

Alevi ve sosyal demokrat…

Ama aynı zamanda AK Parti Tunceli İl Başkanı.

Yerlikaya eski milletvekili de…

CHP’den ayrıldıktan sonra başbakanın birlikte çalışma isteğine olumlu yanıt vermiş ve şimdi Tunceli’de AK Parti İl Başkanı olarak görev yapıyor.

Ama ne olduğunu unutmadan ve farklılığıyla birlikte…

Yerlikaya, CHP’nin misyonunu tamamladığına inanıyor.

Dikkat çekici bir saptama aslında.

Çünkü CHP’nin tarihine baktığınızda da “demokrasi olan yerde, CHP’nin olamayacağını” anlayabilirsiniz.

Baskıyla iktidar olan, açık oy, gizli tasnifle halkının iradesini kendine göre belirleyen, insanların dinine karışan, inancına müdahale eden, ibadet şekillerini bile kendisi belirleyen acayip bir parti.

Yerlikaya, CHP’nin misyonunu Esad’a sahip çıktığı an tamamladığını söyler ya, aslında bu CHP için “doğal” bir destekti.

Asıl CHP, demokratikleşme başlığı gün misyonunu tamamlamıştı.

CHP’nin siyaset yapacağı bir alan yoktu, baskı kurması söz konusu değildi, darbelerle iktidara gelecek fırsatı da çoktan kaçırmıştı.

Demokrasi treni, sadece farklılıklara tahammülü olan, bir arada yaşamayı arzulayanlarla dolabiliyordu.

Bu trende her dinden, her dilden, her ırktan, her renkten, her mezhepten ve her siyasi görüşten insan bulunabilirdi.

Bu tren, darbecilere destek veren ve antidemokratik yöntemleri arzulayan,

Gezi eyleminden darbe çıkartma çabasına giren,

Mısır’daki darbeyi ithale kalkışan,

ODTÜ’lülere medeniyet karşıtlığını yerleştirenler binemiyordu.

Binse bile sırıtıyorlardı, etrafı rahatsız ediyor, insanlara huzur vermiyorlardı.

Çünkü oturacak koltukları bile kalmamıştı.

Sinan Yerlikaya, CHP’nin misyonunu tamamladığını anlatırken, “Esed, kendi ülkesinde istenmeyen bir adam, kendi memleketinde 110 bin insanı öldürmüş bir adam. Bu adamla CHP'nin ne işi olur?” diye sormayı da ihmal etmiyor.

Yerlikaya da biliyor ki, CHP’nin ancak o zihniyetle işi olabilir, tıpkı Dersim’de olduğu gibi…

CHP’nin yeni bir misyon edinmesi hiç de zor değil.

Halk için siyaset yapacak, adındaki Cumhuriyet’i Demokrasiyle taçlandıracak adımlar atacak.

Buna Dersim’le başlayabilir aslında, işte fırsat…

 

Tweetimden seçmeler

Süper görünmeye çalışmanın bir âlemi yok. İnsanlar Süpermen değildir, hata yapar, telafi eder, başarır, kazanır, kaybeder, güler ve ağlar!

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi