Çok Israr Ederseniz, Başbakan Olurum!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, başbakan olabilecek dört ismi dün açıkladı. Aslında kendisiyle birlikte bu sayı beşe yükseliyordu.

Peki bu ne anlama geliyor?

Aslında bu bir sindirme harekâtıdır.

AK Parti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la özdeşleşmiş bir partidir.

Hangi seçim olursa olsun, oyu alan ne adaydır, ne partidir.

Bizzat bütün oyları silip süpüren Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Bunda elbet partinin katkısı, partililerin katkısı ve nihayetinde adayların katkısı var ve bu yadsınamaz da…

Ama devede kulak kadar olduğunu söylersek, oyları asıl alanı da öğrenmiş oluruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın köşke çıkma ihtimali, hem AK Parti Genel Başkanlığı koltuğunu hem de başbakanlık koltuğunu tartışmaya açtı.

AK Parti’nin, başbakandan sonra ANAP gibi dağılacağı üzerine yorum yapanlar, partide başbakanın yerini dolduracak kimsenin olmadığı tezinden hareket ediyorlar.

Dün Mehmet Ali Şahin’in açıklamasıysa “bizde bir değil, beş var” demenin farklı bir söyleyiş şeklidir.

Tabii Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün halen “başbakanlık için en büyük seçenek” olarak durduğu yerde, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Ahmet Davutoğlu, Emrullah İşler ve Ali Babacan isimleri “son seçenek” olarak bir kenarda duracak isimler olduğunu düşünüyorum.

Bütün bu isimler başbakanlık yapabilecek düzeyde olduğuna da kuşku duymuyorum.

Hatta bu isme eklenecek başka isimler de var.

Ama sorun orada değil, sorun isimleri ortaya koyarak ne yapmak istendiğidir?

Bana göre bu isimlerin ortaya çıkması daha farklı isimlerin de yakın zamanda telaffuz edilecek olması, aslında bir sindirmedir.

Çünkü “AK Parti Erdoğan olmadan olmaz” algısının kırılması gerekiyor.

Sonra “Bu makamlar, Erdoğan dışında da isimlerle yönetilebilir” algısının yerleşmesi gerekiyor.

Atarsınız ortaya bir sim, sonra başka isimler, sonra başka isimler…

Seçenek çok dersiniz...

Her insanın bir alternatifinin olacağına inandırmaya başlarsınız.

İşte o zaman Erdoğan’ı sadece “köşk için” düşünebilirsiniz.

Ve ondan sonra da 10 Ağustos’ta partinin, hükümetin veya ülkenin geleceğini dert etmeden oy kullanırsınız.

Tabii bu sadece AK Parti tabanına yönelik bir algı operasyonu değil.

Muhalefete yönelik de bir operasyon olduğuna kuşku yok.

Recep Tayyip Erdoğan’ın “AK Partinin başında” olduğu sürece kendilerine iktidar yolunun açılmadığını düşünen ve bu yanlış algıyla, yanlış siyasete devam eden muhalefet de rahat bir nefes alacak, “dişine göre” bir genel başkan çıkacağının hayaliyle köşk seçimlerini kolaylaştıracak.

Ve en büyük algı operasyonu AK Partiye oy veren ve vermeye niyetli olan halka…

Özellikle “sessiz yığınlar” olarak tarif edilen ve AK Partinin en çok oy aldığı “yoksul, kadın, engelli, dul ve yetimler” için Erdoğan’ı farklı yerde de yalnız bırakmamaları sağlanacak.

Tabii bütün bunlar bir seçim taktiğidir.

Ve bütün bunların tutup tutmayacağı da zamana bağlıdır.

Ama bana göre tutacak ve çok zekice hazırlanmış bir propaganda yöntemi.

İçinde hem Erdoğan’ı köşke hazırlayan süreç var, hem onun yerine gelecek olanı yavaş yavaş sindirme var ve hem de AK Partiyi “eritmeme” var.

Tabii muhalefetin beklentisi böyle olmayacak.

Onların bütün hedefi Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığı AK Parti’dir…

İşte onların yanılgısı burada ve siyaseten bir adım bile ilerlemediklerini gösterir.

Oysa AK Parti kurulduğu günden bu yana hep çıtayı yüksek tuttu ve hep yükseğe de çıktı.

Buna karşın muhalefetin, sürekli “küçükhedefi” oldu, onu bile bulamadı.

Çünkü bizdeki muhalefetin, iktidar olma üzerine attığı bir adımı duyan ve gören olmadı.

Parti içi çekişmeler, hizipler, kavgalar ve halkın beklentilerine yönelik tek bir çaba içinde olamamaları, ancak “AK Partinin hesabı” üzerine hesap yapmalarını getiriyor.

Kendi gündemleri, iktidara doğru yol almıyor.

AK Partinin yürümesiyle onların yolundaki çakıl taşlarının temizlenmesini bekliyorlar.

Oysa muhalefet için bulunmaz bir döneme giriliyor; bugüne kadar yapmadıklarını yapmak için bile fırsat var.

Ne yazık ki, muhalefetin bunu algılayacak ve seçmenine sindirecek bir çabası olmayacak.

Çünkü, o zamana kadar “atı alan” Çankaya’ya çıkmış olacak…

Peki başbakanlık ne olacak, isim çok ama çok ısrar ederlerse ben bile olurum :)

Tweetimden seçmeler

İnsanlarda hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız, beklentiniz olmayacak. Beklentiniz varsa, hayal kırıklığını peşinen kabulleneceksiniz.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi