Dokunulursa Neler Olur?

Yazının başında milletvekili dokunulmazlıklarından taraf olduğumu belirterek başlamak istiyorum. Bunu peşin söyleyip, biraz söyleyeceklerimin bunun gölgesinde kalmasını istemiyorum.

Önemli bir iyileştirme gündeme geldiğinde, başkanlık tartışmaları gibi önemli konuların lafı edilmeye başlandığında evvela “ülkemiz buna hazır değil” diye karşı çıkılır.

Çünkü onlara göre bize has geçerli kurallarımız var.

Biz farklı bir ülkeyiz, farklı kültür ve farklı inançları barındırıyoruz falan filan…

Oysa bütün bunlar, başkanlık sistemi uygulanan her yerde var ve hiç de sorun olmuyor. Çünkü asıl amaç, başkanlık sistemine karşı çıkacak doneler bulmadaki kafa karışıklığından geliyor.

Tıpkı dokunulmazlıkta olduğu gibi…

Mecliste 550 milletvekili var.

Bunlar halk adına siyaset yapıyor.

Ne kadar yapıyor, ne kadar temsiliyete sahip olanlar var, bunlar ayrı bir konu.

Ama vekiller, halk adına yasama hizmetlerini yürütmekle görevli “milletin temsilcisi” unvanına sahipler.

Ben oy vermedim, benim temsilcim değil” deme hakkımız olamaz, biz vermedikse, diğeri verdi, bizim oy verdiğimizeyse başkası oy vermedi.

Kamu kurumlarını bilirsiniz…

Bürokrasiden de haberdarsınız…

Şahsınıza bir suç isnat edilse kendinizi anlatana kadar birkaç gününüz kodeste geçebilir.

Sıradan vatandaş için bu uygulama zulümdür ama milletvekili için çok daha kötüdür.

Dokunulmazlık olmadığı zaman, “beğenmediği” vekili kodese konuk edecek çok “görevine bağlı” memur olacağına kuşku duymuyorum.

Özellikle de “sevimsiz” vekiller bundan daha çok faydalanacak diye düşünüyorum.

Bu işin bir yönü, yani “henüz hazır değiliz” diyenlere kapak olsun istiyorum.

Ama diyelim dokunulmazlık kalktı…

Mecliste bekleyen dosyalar ne olacak?

550 vekilin bulunduğu mecliste, 869 dokunulmazlığın kaldırılmasını bekleyen suç isnadına ait dosyalar var.

Neredeyse iki katına erişecek.

Vekil başına iki suç isnadı.

Dokunulmazlık olduğu halde…

Dokunulmazlığın kaldırılmasını en çok isteyen CHP’nin 85 suç dosyası var. Bunlardan birisi de henüz güncelliğini koruyan “cinsel taciz” iddiası.

Dokunulmuyorken bu tür iddialar varsa, dokunulmaya başladığında ne olacak?

Diyelim küçük bir şehirde vekillik yapan bir siyasiyle husumeti olan başka bir siyasi veya gıcık kapan bir vatandaş var.

Vekil henüz kente ayak bastığında şikâyetçi olur, “iftira” atarsa ne olacak?

Olanlar olacak elbet…

Ne vekil vekilliğini yapabilecek, ne de vatandaş “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” sözünden hareketle iradesini meclise yansıtabilecek.

Bu olmayacak/olamayacak.

Hani bu ülke buna hazır değil de ondan.

Peki bu suçlar ne derseniz, ihaleye fesat karıştıran da var, kaçakçılık yapan da, hakaret eden de, hatta cinsel tacizde bulunan da.

En çoğuysa “terör örgütünü övmek” suçlaması ki, daha çok BDP’lilerle ilgili olan fezlekeler…

Bu dosyaların toplamı 869, suç sayısıysa 67. Partilere göre dağılımıysa şöyle;  661’i BDP, 85’i CHP, 63’ü AK Parti, 21’i MHP, 38’i bağımsız ve 1’i KADEP milletvekiline ait.

Dokunulmazlık kalktığı andan itibaren daha önce yaşanan “çirkin” görüntüler olacak ve birçok milletvekili yaka paça Emniyete götürülecek. Kimisi aklanacak, kimisi suçlu bulunacak ve bir anda meclis boşalacak.

Oysa bu ülkede vekillerden daha önce dokunulması gerekenler var.

İnanın vekillere dokunmayı sıraya koysak, sanırım en sona koymak gerekecek.

Çünkü vekil, yasama faaliyeti yapar. Yani icranın başında değildir, ihale yapmaz, ihaleye fesat karıştıracak çok konusu olmaz, rüşvet almaz, devletin arazilerini peşkeş çekemez, emri altındakilere zulmedemez…

Bu ülkede dokunulmazlık olmadığı halde “dokunulmayan”, yanına dahi yaklaşılamayan kurumlar var.

Amaç üzüm yemek olmalı, bekçiyi dövme niyetindeyseniz, dövülecek çok var…

Şöyle “yüksek” bürokratlara bakın, yeter…

 

Twitimden seçmeler

Bazıları “bize dokunun” diye esip gürlüyor, yahu bunlar gıdık da mı almıyor :)))

www.twitter.com/naifkarabatak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi