BBP, Helikopter Kazasında Bürokrasiyi Suçluyor

BBP, Helikopter Kazasında Bürokrasiyi Suçluyor
Israrla kamu bürokrasisi askeri ve sivil olsun içine kapanıyor.

 

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, helikopter kazasıyla ilgili değerlendirmesinde, "Israrla kamu bürokrasisi askeri ve sivil olsun içine kapanıyor. Hem bu konuda bilgi ve belge vermiyor, hem de içinde hataysa hata, ihmalse ihmal, kasıtsa kasıt, bunlarla ilgili büyük bir koruyuculuk anlayışına giriyor. Bu anlayıştan derhal sıyrılmaları lazım" dedi.

  BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyet, partinin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası ile ilgili soruşturmanın yürütüldüğü Malatya Adliyesi’ne gelerek son durum hakkında bilgi aldı.

  BBP Genel Başkanı Destici'yi; Malatya Adliyesi'nin önünde BBP’li Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ile birlikte çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda BBP’li belediye başkanı ve BBP’li yönetici karşıladı. Çok sayıda partili, Destici gelmeden önce adliye girişine pankart ve afişler asarak çeşitli sloganlar attı.

  Adliye önünde basın mensuplarına açıklama yapan BBP Genel Başkanı Destici, Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal hakkında hazırladığı raporu hatırlatarak başladığı konuşmasında, "Biliyorsunuz, Devlet Denetleme Kurulu yolunu Türkiye’nin gündemine getiren BBP oldu. Çünkü DDK, bugüne kadar asla bu tür hadiseleri araştırmamıştı. Biz ısrarla DDK istediğimizde, bizim tabiri caizse yüzümüze tuhaf tuhaf bakanlar, DDK raporundan sonra bunun ne denli talep ve istek olduğunu gördüler. Bizden sonra bizi referans göstererek rahmetli Turgut Özal’ın ailesi de Recep Yazıcoğlu’nun ailesi de Hrant Dink’in arkasından kalanlar ve bütün aydınlatılamayan şüpheli ölümleri yaşayanların geride kalanları, DDK raporunu istedi. DDK, rahmetli Turgut Özal’ın ölümünü şüpheli gördü ve mutlaka bunun hukuki yönünün araştırılmasını istedi. Biz de DDK raporunu istediğimizde, o dönem Sayın Cumhurbaşkanı ile 3 görüşme yapmıştık. Kendisi ikinci görüşmemizde, ‘Siz ısrarla bir suikastten mi şüpheleniyorsunuz?’ dediğinde, biz de şüphelerin olduğunu, bu şüphelerin aydınlanması gerektiğini, toplumun, milletin, ailelerin, bizlerin ve herkesin kalbinin mutmain olmasını istediğimizi söyledik" ifadelerini kullandı.

  Toplumda, "Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldü" algısını oluşturan 5 tane ana şüphe olduğunu kaydeden Destici, "Bunlardan birincisi, helikopter düştükten sonra, 'Kurtuldu geliyor' şeklinde yayılan Kayseri mahreçli bir bilgi. Bu henüz aydınlatılamadı. İkincisi, yer bildirildi fakat ne hikmetse her yer arandı, orası aranmadı. Üçüncüsü, 3 yıl geçtiği halde 5 dakikada çıkarılıp verilmesi gereken radar kayıtları ve radar görüntüleri halen net olarak Malatya Özel Yetkili Mahkemesi’ne de, daha önce Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığına da gönderilmedi. Dördüncüsü, enkaz korunma altına alınmadı ve orada önemli ve olayı aydınlatabilecek birtakım cihazlardan ses yok. Oradaki hava hareketliği de bir türlü netleşmedi. Hava Kuvvetleri farklı bir bilgi, Genelkurmay farklı bir bilgi verdi. Israrla kamu bürokrasisi, askeri ve sivil olsun içine kapanıyor, hem bu konuda bilgi ve belge vermiyor hem de içinde hataysa hata, kusursa kusur, ihmalse ihmal, kasıtsa kasıt, bunlarla ilgili büyük bir koruyuculuk anlayışına giriyor. Bir kere bu koruyuculuk anlayışından derhal sıyrılmaları lazım. Kim hata, kusur işlemişse bunların yargıya teslim edilmesi gerekiyor. Şeffaflık olmadan tam demokrasiye geçtiğimiz söylenemez" ifadelerini kullandı.

  "Bu hadise aydınlatılsın. Biz başından beri kaza da demedik suikast de demedik" ifadesini kullanan Destici, "Biz şehadet süreci dedik. Çünkü bunun kaza olduğunu söyleyenler, bunun kaza olduğunu ispatlayamadı. Rapor hazırladılar ve oradaki muhtemel kaza nedenlerinin hepsi çürütüldü. Ortada bir sürü şüphe var. Bir an önce bu şüphelerin aydınlatılması gerekiyor. Özel yetkili mahkeme ve savcılarla iş ancak bu noktaya geldi. Özel yetkili mahkeme ve savcıların da zorlandığı durumlar var" diye konuştu.

650.20120615165626.jpg

  Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili tartışmaları da değerlendiren BBP Genel Başkanı Destici, "Siz bu özel yetkili mahkemeleri kaldırıp da yerel mahkemelere gönderirseniz, oradan bir netice ve sonuç çıkmayacağını çok iyi biliyoruz. Çünkü dosya Kahramanmaraş’ta iken bazı bürokratların soruşturulması istendiğinde bakanlık veya kurumlar kendi içlerinde soruşturma yaptı ve hepsi, ‘Bizim kurumumuz ak kaşık veya bizim personelimiz ak kaşık. Bizim suçumuz yok’ diye raporlar tanzim etti. Biz ancak 3 yıl sonra Danıştay’da ilgili bürokratların yargılanma iznini, soruşturma iznini alabildik. Dolayısıyla özel yetkili mahkemelerin varlığı Türkiye açısından da önemli, özelde bizim davamız için de önemli. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını kim istiyor? PKK istiyor, KCK istiyor, BDP istiyor. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını kim istiyor? Darbeciler, cuntacılar istiyor, demokrasi düşmanları istiyor, bu ülkede faili meçhulleri yapanlar istiyor. 27 yıldır bu ülkeyi teröre mahkum edenler özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istiyor. Dolayısıyla hükümetin aklını başına alıp bir kere daha düşünmesi lazım" şeklinde konuştu.

  Destici, sözlerini şöyle tamamladı:

  "Biz sürecin sonuna kadar takipçisiyiz. Hiç kimse bunlar yılarlar, bunlar bıkarlar, bunlar usanırlar, bunlar vazgeçerler diye aklından geçirmesin. Bu dosya açıldı ve bu dosya aydınlanana kadar da kapanmayacak. Neyse gerçek ortaya çıkacak. Hiç kimse bizim bıkacağımızı, yorulacağımızı, usanacağımızı, korkacağımızı düşünmesin. Biz sonuna kadar bu davanın takipçiyiz."

651.20120615165642.jpg

 Destici ve beraberindeki heyet, Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine çıkarak dosya hakkındaki son gelişmelerle ilgili görüştü.

Kaynak:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum