İnsan etten ve kemikten yaratılmış bir yürüyen makine !

    Yağına- suyuna, tuzuna, biberine bakarsak, sağlıklı çalışır !

    İhtiyaçlarını ihmal edersek, tamirciye koşmaya başlarız..

    Dünkü yazımı okumadınız ise lütfen önce onu okuyun : sonra bu yazımı okuyunuz..

    Midemde ki rahatsızlık sebebi ile : son bir haftadan beri KSÜ Tıp Fakültesine gidip geliyorum..

    2002 öncesi SSK Hastanelerinde : Birimiz doktor sırasına, birimiz, ilaç sırasına girer fiş almak için çalışırdık..

     Birimiz de : SSK 'lılar devlet hastanelerinden yararlanmaya başlaması bizler için büyük bir şansı seviniyorduk..

     SSK hastaneleri azına kadar insanla dolur olurken: Devlet hastaneleri ve özel hastaneler ise müşteri beklerdi..

     Bugün : Üniversite hastaneleri, Devlet Hastaneleri ve Özel Hastaneler azına kadar hasta ile dolu kuyruklar dışarı kadar taşmakta..

     Kahramanmaraş'ta önceden : Yürükselim de Devlet Hastanesi, Trabzon caddesin de SSK hastanesi vardı..

     Bir de küçük özel hastanemiz vardı ki orayada pek giden olmazdı..

     Bugün: Necip Fazıl Şehir Hastanesi, Yürükselim Hastanesi, KSÜ Tıp Fakültesi Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, 5 özel hastane, poliklinikler, özel doktorlar ve 100 binlerce hasta !

     Kahramanmaraş hasta oldu galiba..

     Tarım ilaçları, Kimyasal gübre, Bakır kap yerine, sağlıksız plastik ve Alminyum kaplar.. sağlıksız tarım ürünleri ve kanser yapan unsurlar ki : 0 yaşdan 100 yaşına kadar herkes hasta..

      KSÜ Tıp Fakültesi hastanesinde film sırası bekliyorum: 0 yaşında yani 5-6 aylık bir bebek, gözünün yan tarafında kafa üzerinde büyük bir tümör ve kanser mi değli mi ? onun için gelmiş..

     Yahu bebek bu daha !

      Bir başka çocuk 2 yaşında var yok: kemiğinden yan kemik çıkmaya başlamış , bugün kadar duyduğum bir vaka değil !

      Bir başka bebek: hormon bozukluğu ve şekil bozukluğu başlamış..

      Herkes hasta:

      Doktorlar : sürekli koşturuyor..

      Bizden kan tahlili istediler.. Hanım canın yanacak dedi..

      Kan vermek için kuyruğa girdim: kan alan hemşire o kadar ustalaşmış ki, 5 tüp kanı alması 1 dakika sürmüyor..

      Koluna bant bağlıyor elini yumruk yap diyor, sonra damar yolunu ne zaman açtığı kanı nasıl aldığı belli değil bir dakika içinde geçmiş olsun, sonucu doktorunuza gönderim diyerek hastayı kapı dışarı ediyor..

      Hani biraz iğne den korkarım: ama benden o beş tüp kanı nasıl aldığını anlamadım..

      Herkes hasta: Kan vereceksin sıra var, filmde sıra var, doktor da sıra var, binlerce hasta , dev hastane ağzına kadar hasta ile dolu..

      Film tahlil : sonuç ta şunları yeme diye elime bir reçete verildi.. yediğim bu ürünler beni hasta ediyordu, doktor'a gitmeden de biliyordum da sebebini bilemiyordum..

      Kısaca : hormonlu yiyecekler, kimyasal ve ilaçla büyütülen yiyecekler, 4 ayda meydana gelen tavuklar, hormonlu etler bizi hasta ediyor..

      Sözün özü : Hasta olmak istemiyorsanız ! sağlıklı yaşayacağım diyorsanız, eskiye dönün..

      ilk günkü yazımın başında yazdığım doğal ürünlerimizi , kimyasal bulaşmayan doğal yetişen ürünlerimizi yiyerek sağlıklı yaşamaya bakınız..

      Hazır yoğrut kesinlikle almayın:

      Hakiki yoğurt 3 günde eşki, eğer sizin yoğurt bir ay dolapta eşkimiyorsa o yoğurt zehirdir onu kesinlikle yemeyin..

      Bula bilirseniz, süt alıp yoğurt kendiniz yapın

      Bula bilirseniz: ilaç atılmayan buğday bulun bulgur yapın pilavınızı kendiniz yapın, bula bilirseniz, ilaç ve gubre atılmayan üzüm alın, pekmezi kendiniz yapın yiyin ve sağlıklı yaşayın, en iyisi siz hiç hasta olmayın..

      Doğal ürünlerle: Dinimizin emrettiği gibi yaşarsanız hasta olmazsınız..

      Hastadan tavsiyeler

      iyi günler