Hükümet’in Dershane Çıkmazı!

Herkes “yerel seçimler”e ve “aday adayları”na odaklanmış durumda. Oysa Türkiye’nin başka “gündem”leri de var.

Aslında bizim de gündemimiz…

Yani bu konu Edirne’yi, Sinop’u, Kars’ı, Hakari’yi ne kadar ilgilendiriyorsa Kahramanmaraş’ı da o kadar ilgilendiriyor.

Dershanelerin kapatılması!..

Dershaneler bu ülkenin bir gerçeği. Darbe dönemlerinde bile(!!) ayakta kalarak; çocuklarını özel okullara, yabancı kolejlere gönderme fırsatı olmayan Anadolulu’nun yegane tutunacak dalı, tesellisi, çıkış yolu, umudu oldu dershaneler. Sırf imam hatiplerin önünü kesmek için getirilen “katsayı” sorunun aşılmasında bile “çare” oldu dershaneler.

***

Dershanelerde sadece “öğrenci” yetiştirilmiyor. Bu ülke için “kalifiye elaman” yetiştiriliyor.

Eğitim sisteminde istediği başarıyı yakalamayan, ümidini kaybeden tanıdığım birçok öğrenci, birçok genç Ankara’ya giderek dershanelere kaydoldu. Ve o gençlerin her biri devletimizin çeşitli kademelerinde, aldıkları eğitim ve terbiye sayesinde bu gün başarıyla görev yapıyorlar.

Bu minicik bir örnek.

Alın bu örneği, Türkiye’nin bir başka köyüne, kasabasına, şehrine monte edin. Binlerce “hikaye”, binlerce “örnek” çıkacaktır karşınıza.

Dershaneler Doğu’da, Güneydoğu’da çocukları ve gençleri eğitime yönelterek PKK-KCK ve diğer karanlık yapılanmaların kaynaklarını kuruttu.

Bu yüzdendir ki hafızalarımızı yokladığımızda PKK’nın birçok dershane yakma girişimini görürüz. Yine bu yüzdendir ki dershanelerin kapatılmasıyla “alan” kazanacak olan PKK sevinç nidaları atıyor.

***

Eskiden beri hep sorduğum bir soru:

“Devlet neden adam gibi bir eğitim vermez de öğrencileri dershanelere mahkum eder?”

Evet, bugün dershaneler kapatılma aşamasında. Peki, Türkiye’nin eğitim kalitesi “dershanelere ihtiyaç kalmayacak seviye”ye çıktı mı? Yani artık memleketin en ücra köşesindeki bir öğrenci, en metropol kentteki bir öğrenciyle “eşit” şartlara sahip mi?

Hayır!!

Öyleyse durup dururken neden kapatılıyor?

Bu sorunun cevabı da yok!

“Cemaat”e “gıcık” olan birileri Başbakan’ın aklını çeldiler o kadar. Çünkü Ak Parti Hükümeti’nde Başbakan’dan başka “bunu” isteyen yok. Tam bir “ben yaptım oldu”, “öyle istedim olacak” durumu…

Peki neden birader, neden?

Dershanelerle ilgili elinizde Türkiye’nin birlik bütünlüğüne yönelik bir istihbarat raporları mı var? Varsa açıklayın da herkes bilsin ve “tamam hükümet haklı” desin.

Var mı böyle bir durum?

Yok!!

İyi de;

Dershaneler militan mı yetiştiriyor?

Dershaneler yabancı ülkelere ajan mı yetiştiriyor?

Dershaneler kapkaççı mı yetiştiriyor?

Dershaneler terörist mi yetiştiriyor?

Dershaneler rant merkezleri mi?

Dershanelerde uyuşturucu mu pazarlanıyor?

Dershanelerde fuhuş mu yapılıyor?

Bu ve buna benzer soruların hepsinin cevabı “HAYIR”.

Peki öyleyse neden?

(…..)

***

“Ton ton” ve “pos bıyıklı” Milli Eğitim Bakanımız başta olmak üzere, hiçbir hükümet yetkilisi ve Ak Partili bu sorunun cevabını mantıklı ve makul bir şekilde veremiyor.

(“VEREMİYOR” diyorum!)

Dahası “veremediği” için kahroluyor. Gerçekleri haykıramadığı, “karşıyım arkadaş” diyerek görüşünü bile ifade edemediği, “kendi” olamadığı, vicdanının sesi olamadığı için...

“Kapatmak üç yıldır gündemimizde”

Eldeki tek somut ifade olan bu sözler Bekir Bozdağ’a ait.

Çeşitli çevrelerce iddia edildiği gibi, sakın bu “üç yıl”, Pkk ile görüşmelerin başladığı “Oslo Süreci” ile aynı tarihe denk gelmesin. Sakın bu “açılım”ın bir parçası olmasın!

***

Dün, 28 Şubat döneminde sırf imam hatiplerin önünü kesmek için getirilen “katsayı zulmü” neyse, bu gün “Cemaat”ten öç almak isteyenlerin bütün dershaneleri kapatma girişimi de “o”dur.

Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere; her partiye mensup idareci ve milletvekilleri, Türkiye’nin sayılı hukuk otoriteleri, geçmişte milli eğitim bakanlığı yapmış insanlar, akademisyenler, stratejistler, eğitimciler, gazeteciler, köşe yazarları, sanatçılar…

“Aklı başında” diyebileceğimiz herkes dershanelerin kapatılmasına karşı!

***

Dershaneler kapatılmasa ülkemiz açısından ne gibi sorunlar çıkar?

Bunun da cevabı yok!

Bütün bunlar ortadayken, kamuoyunun böyle bir sıkıntısı, sorunu, gündemi yokken, Sayın Başbakan neden kulağının üstüne yatar? Söylenenlere, uyarılara kulak tıkamak yanlıştan daha tehlikelidir.

Hükümet kararını derhal gözden geçirmeli ve bu “macera”dan vazgeçmelidir!

Katsayı zulmü ortadan kalmışken, başörtüsü sorunu çözülmüşken, terör sorununda ve demokratikleşmede uzun mesafeler kat edilmişken yeni “heyula”lar oluşturmanın anlamı yok!

***

Ne “Cemaat”le, ne de Ak Parti’yle hiçbir organik bağım yok. “İkisi”nin işbirliği ve birlikteliğinin ülke ve toplum menfaatleri için sürmesi gerektiğini ısrarla savunanlardanım.

Ak Parti “vücut”sa, cemaat “damar”lardır.

Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Veli KARALAR Arşivi