İçimizdeki Cihatçı Kanser!

İçimizde cihatçı bir kanser var mı bilmiyorum. Cihatla kanser bir araya gelir mi onu da bilmiyorum. Cihat, katliam yapmak mı, doğrusu onu da bilmiyorum.

Müslüman olarak bu kadar bilmememe rağmen, FOX TV’nin patronu, içimizi biliyor. Hatta içimizdekinin ne kadar büyüdüğünü de ölçebilecek kapasiteye sahip.

Öyle ki, içimizde büyüyen cihatçı kanserin farkına varmamızı istiyor.

Bunun bir tahlili var mı söylemiyor.

Herhangi bir görüntüleme cihazıyla ortaya çıkıp çıkmayacağını da belirtmiyor.

Ama içimizde cihatçı kanser olduğunu ve bunun da gittikçe büyüdüğünü söylüyor.

Eğer bundan kurtulmazsak, Paris’teki katliam gibi yeni katliamların olacağını ima ediyor.

Kısaca “FOX’un patronu olmuşsun ama adam olamamışsın” deyip geçmeyi çok isterdim ama bunu anlayacak kapasiteden yoksun olması, bunu söylememizi de zorlaştırıyor.

Cihat, bir kanser türü değildir.

Cihat, kötülükle savaşmaktır.

İlla eline silah alıp savaşmak değil, bazen kendinle savaşmak, nefsinle savaşmak, çevrenle savaşmak, dünyayla savaşmak ve her şeyi güzele dönüştürmektir.

Eğer içimizdeki cihat, katliam yapıyor olsaydı, her gün insanlar ölürdü…

Evet, her gün, dünyanın dört bir yanında insanlar ölüyor.

Ama içimizde büyüyen cihatçı kanserden değil, başımıza bela olanlar nedeniyle…

Bunlar da FOX TV’nin patronu gibi düşünenler eliyle oluyor.

Bir avuç petrol için on binlerce insanı öldürebiliyorlar.

Ortadoğu’da sürekli hesabı olanlar, Müslümanlar değil.

Ne yazık ki değil.

Oysa Ortadoğu’nun neredeyse tamamı Müslüman…

Ama hesabı olanlar hep uzaktakiler…

Bırakın bizim içimizde büyüyeni, siz içinizdeki kini, nefreti ve ölü seviciliği yok edin.

Siz, insanların cenazelerinin üzerine medeniyet kurmaktan vazgeçin.

Herkese insan olmayı öğretirken, önce insan olmayı öğrenin.

Başkalarının dini, dili, derisinin rengiyle değil, insan olmasıyla ilgilenin.

Ama yapamıyorsunuz, çünkü sizin içinizde büyüyen kötülük, kanserden daha fazla zarar vermeye başladı, size değil, tüm dünyaya.

***

Doğrusu FOX TV’nin patronunu gündeme almayı bile gerekli görmüyorum, benim için bir anlam ifade etmeyecek kadar düşünce yoksunu.

Esra Erol’un tepkisini alkışlamak için bu yazıyı kaleme aldım.

Hiç ummazdım…

Evlilik programlarına gıcık olduğumdan, Esra Erol’un ne dediği, ne diyeceğini de önemsemiyordum.

Ama dün beni şok etti.

Kendi patronuna, insani bir tepki gösterdi.

FOX TV'nin de sahibi olan Avustralyalı medya patronu Rupert Murdoch’un Paris’teki Charlie Hebdo saldırısıyla söyledikleri yenilir yutulur değildi.

Murdoch, “Müslümanların çoğu barışsever olabilir ama içlerinde büyüyen Cihatçı kanserin farkına varıp ortadan kaldırana dek onlar da sorumlu sayılmalıdır” demişti.

Esra Erol, “Kanal patronumuz maalesef Paris saldırısından İslam alemini sorumlu tuttu. İslamafobik bir açıklamadır. Kendimce, Müslüman olarak kınıyorum. Bunu da belirtmek istiyorum. Söylemezsem deliririm. Bu ekranda yayın yapıyorum ama terörün dini yoktur. Dinle hiç alakası yoktur.” demişti.

Yine hakkını yemeyeyim, FOX TV Anchormani Fatih Portakal da “Çalıştığım şirketin patronunun sözlerine katılmıyorum. Müslümanım ve terörün bir insanlık suçu olduğunu biliyorum. Dinle ırkla alakası yok” demişti.

Bütün bu tepkiler yerinde ve gerekli; alkışlamak, takdir etmek gerekir.

Çünkü terörün dini imanı yoktur.

Terörü eleştirenlerin, terörle uzaktan yakından işinin olmaması gerekir.

Batı, teröre destek veriyorken, terör örgütlerini besliyorken ve çıkarı olduğu ülkede, terör olaylarıyla istediğini elde ediyorken, terörden şikâyet etmeye hakları yok.

Önce tüm insanlara, hiçbir ayrıma tabi tutmadan insan gibi değer vermek gerekiyor.

Herkesin canının önemli olduğunu ve bir başkasının bu canı alma hakkının olmayacağına inanması gerekiyor.

Batıda yaşayan her fert gibi, doğuda, kuzeyde veya güneyde yaşayanların da insanca bir yaşama kavuşma hakkı olduğunu bilmesi, hatta bunu savunması gerekiyor.

Bütün bunları yapmayıp, Müslüman eliyle olmayacağını bile bile Paris saldırısını “içimizde büyüyen” cihada bağlamak, cahillik değil, nefretin dışa vurulmasıdır.

Müslümanın içinde büyüyen sevgidir, hoşgörüdür, sabırdır, tevekküldür ama asla kin değildir, nefret değildir ve asla kan değil, gözyaşı değildir.

Adına “Müslüman” denen ve elinde silahı olansa; batının ihale verdiği alçaklardan başkası değildir…

Siz onları çok daha iyi tanırsınız, bize hayli yabancı…

 

Tweetimden seçmeler

Yazmayı seviyorum ama bazen bakkal olsaydım diye düşünüyorum. Tek derdim raflardakini boşaltmak ve yerine yenisini koymak olurdu.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi