İLKBAHARDA ANİ VE ŞİDDETLİ BAŞ AĞRISINA DİKKAT

İLKBAHARDA ANİ VE ŞİDDETLİ BAŞ AĞRISINA DİKKAT
Ani başlayan, çok şiddetli seyreden, geçmeyen ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen baş ağrısını dikkate almak gerekiyor.

Ani başlayan, çok şiddetli seyreden, geçmeyen ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen baş ağrısını dikkate almak gerekiyor. Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, bu tip baş ağrılarının "Spontan Subaraknoid Kanama (SAK)" denilen ağır bir beyin kanamasının en önde gelen belirtisi olabileceğini belirterek “SAK, çok ağır sonuçları olan; ancak zamanında tanınıp müdahale edildiğinde tedavi şansı ve başarı oranı yüksek bir tablodur” uyarısında bulundu.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, daha çok ilkbahar ve sonbahar olmak üzere geçiş mevsimlerinde ortaya çıkan Spontan Subaraknoid Kanama’nın (SAK)şiddetli baş ağrısıyla kendini gösterdiğini söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, baş ağrısının hemen herkesin sıkça yaşadığı bir durum olduğunu belirterek “Ancak yaşadığınız bu ağrının ani ve şiddetli olması, ilaç tedavisine yanıt vermemesi, aslında baş ağrısının altında yatan önemli bir hastalığı haber veriyor olabilir” dedi.

Ani ve şiddetli baş ağrısını dikkate alın

Ani başlayan, çok şiddetli seyreden, geçmeyen, ilaç tedavisine yanıt vermeyen baş ağrısı, pek çok ciddi hastalıktan biri "Spontan Subaraknoid Kanama (SAK)" dediğimiz ağır bir beyin kanamasının en önde gelen belirtisi olabileceğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, şu bilgileri verdi:

“SAK, çok ağır sonuçları olan; ancak, zamanında tanınıp müdahale edildiğinde tedavi şansı ve başarı oranı yüksek bir tablodur. Kişinin daha önce yaşamadığı kadar şiddetli baş ağrısına; ense sertliği, bulantı, kusma, bilinç düzeyinde bozulma - koma, kollarda ve bacaklarda taraf gösteren kuvvet kaybı, duyu bozuklukları, anlama ve/ya da ifade kaybı ile ortaya çıkan konuşma bozuklukları, görme bozuklukları, sara (epilepsi) atakları ile birlikte nörolojik ve nörolojik olmayan pek çok belirti ve bulgu baş ağrısına eşlik edebilir. Klinik tablonun bu kadar zengin olması olayın aniden ortaya çıkması ve hızlı gelişmesine, büyük hacimli bir kanın çok yüksek bir basınçla beyin omurilik ve sinirlere yayılmasına ve böylece tüm sinir sistemini hem hacimsel hem de işlevsel olarak bütünüyle yaygın bir biçimde etkilemesine bağlıdır.”

Bahar aylarında daha sık görülüyor

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “SAK’ta önemli ve şaşırtıcı bir gözlem de, kanamanın daha çok ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere geçiş mevsimlerinde ortaya çıkmasıdır; nedeni tam olarak kanıtlanmamış ve bilinmiyor olsa da, bu durumun daha çok hava basıncındaki değişiklikler ile ilişkili olduğu düşünülmektedir” dedi.

Damarda baloncuk yapiyor

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, "Spontan Subaraknoid Kanama"nın yüzde 80 sıklıkla beyin atardamarındaki bir baloncuğun (anevrizmanın) yırtılarak kanaması sonucu ortaya çıktığını ifade etti. Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa,“Doğuştan gelen damar duvarındaki zayıflığın üstüne, edinsel olarak kan akışı ile ilgili - hemodinamik faktörlerin ve damar duvarının yapısını etkileyen süreçlerin de eklenmesiyle anevrizmaların oluştuğu düşüncesi yaygın olarak kabul görmektedir; ancak yine de süreç tüm ayrıntıları ile bilinmemektedir” dedi.

40-60 yaş arasında ortaya çıkıyor

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, beyin damarının baloncuklarının (konjenital sakküler anevrizmalarının) her ne kadar doğuştan bir başlangıcı olsa da, bu lezyonların ortaya çıkışı genellikle 40-60 yaş arasında ve çok sıklıkla ağır bir beyin kanaması olan SAK (Spontan Subaraknoid Kanama) ile olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, ancak SAK’ın daha düşük oranlarda erken yaş gruplarında ve ileri yaş gruplarında da ortaya çıkabildiğini belirterek “Kısaca, her yaş grubunda görülebilmekle birlikte bu lezyonların ortaya çıkışının beşinci ve altıncı on yıllarda yoğunlaştığını söyleyebiliriz” dedi.

Ailesel öyküye dikkat edilmeli

Beyin anevrizmalarının sıklığında ırk ve bölge özelliklerinin önemli olduğunu, bazı toplumlarda ve ailelerde anevrizma görülme oranının yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, şu bilgileri verdi:

“Dolayısıyla, genetik faktörlerin önemi olduğunu söyleyebiliriz. Beyin anevrizması ve spontan subaraknoid kanamalı hastaların yaklaşık onda birinde ailesel öykü mevcuttur; bu hastalarda klinik tablonun genellikle daha erken yaşlarda ortaya çıktığı ve daha ağır seyrettiği bilinir. Yaş ve cinsiyet de önemli bir etkendir. Tüm yaş gruplarında görülse de 40-60 yaş grubunda kadınlarda biraz daha yüksek oranda rastlanır. Edinsel (doğuştan olmayan) faktörlerden damar yapısını ve kan-akış dinamiğini etkileyen hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı, narkotikler, alkolizm, kanda iltihaplanma gibi enfeksiyonlar, kafa-beyin darbeleri anevrizma oluşumunda rol oynarlar. Beyin anevrizmalarının doğal seyrinde yüzde 90’ından fazlası, anevrizmanın yırtılıp kanaması ile ortaya çıkar. Bu, Spontan Subaraknoid Kanama (SAK) dediğimiz çok ağır bir beyin kanamasıdır. Bu klinik tabloda süreç, son derece dinamik ve ciddi seyreder; çünkü, anevrizma ile birlikte eşlik eden ağır beyin kanamasını ve bu kanamanın tetiklediği bir dizi komplikasyonu da teşhis ve tedavi etmek gerekmektedir.”

Bu belirtiler varsa dikkatli olun!

Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, bu belirtilere dikkat edilmesi uyarısında bulundu:

Şiddetli, geçmeyen ve ağrı kesicilere dirençli baş ağrısı, bulantı - kusma

Kol ve bacaklarda kuvvet ve/ya da duyu kaybı

Konuşma bozuklukları

Görme bozuklukları

Yürüme bozuklukları

    HABERE YORUM KAT
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.