Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Kanco nun Kasrından Laleşe Kürt ( Türkmen ) Meselesi

 

Nerede ise elli yılda aziz Türk milletine ezberletilen Kürt meselesi işinin ve isminin aslı Türkmen meselesidir. Batıda oturan insanlarımızın doğu ile ilişkilerinin kesilmesi ve Osmanlıdan bu yana kendi geçmişimizi unutmamız, kendi coğrafyamızda yaşayan insanların aslı ile ilgili yabancıların verdiğe bilgilere inanmamız ve eksik ve yanlış tarih bilgilerinin verilmesi neticesinde pırıl pırıl Türkmen olan doğu ve güneydoğuda yaşayan insanlara Kürt ve ayrı bir millet gibi bakılmağa başlanmış, 1920 lerden itibaren hükümet ettiğini zan edenlerde İslam kardeşliği adı altında eba en ced aynı soydan ve kandan gelmiş olduğumuz bu kardeşlerimize Kürt kardeşlerimiz diyerek yapılan oyuna gelmiş veya oyunu kuranların isteği doğrultusunda oynamağa devam etmişler  ve ediyorlar.

Yukarıda başlığa adını yazdığım kanco urfa ve civarında yaşayan aslen yezidi ( ezidi) olan bir aşiretin reisinin adıdır. Yavuz Sultan Selimden itibaren doğu ve güneydoğuda yaşayan bütün Türkmen boyları ve oymakları iran ve mısır memluk Türklerinin ajanı  ve taraftarı olmakla suçlanmış ve devşirme paşaların sayesinde kendi kurdukları devletlerinden büyük zulüm görmüşlerdir. Taa o yüzyıllardan başlayarak Türkmenler defalarca sürgüne ve kıyıma uğramış, sadece önceleri Türkmen olmalarına rağmen dilleri zamanla değişen ve kurmançca konuşan Türkmenler bu zulümden müstağni tutulduklarından bütün Türkmen aşiretleri de bizlerde kurmançız demek zorunda kalmışlar ve zaman içerisinde de zaten kök birliği oldukları kurmanç aşiretleri ile karışarak ve dillerini öğrenip kendi Türkçelerini terk ederek kültür olarak değişime uğramış ve zamanla bir çoğu kendini Türkten ve Türkmenden ayrı bir millet zan etmeğe başlamıştır. Bunun en açık delilide yüzlerce yıl önceleri vergi kayıtlarında Türkmen oldukları kayıtlı ve atalarının çoğunun Türkçe isimler taşımaları ve hala eski Türkmen aşiret isimlerini muhafaza etmeleridir. Bir çoğu dil olarak asimile olmuşsa da, geçmişi ile olan bir çok kültür bağını devam ettirerek Türkmenliklerini unutmamışlardır. Bu gün yüzlerce aşiret Kürtçe ve zazaca ve Arapça konuşmasına rağmen Türkmen olduklarını bilir ve bunu yeni nesile aktarırken, bu gerçekten habersiz olan devlet büyüklerimiz ısrarla bu insanları elin avucuna atmakla meşgullardır.

Son yüzyılda yaşayan kanco isimli aşiret reisi zamanında da devlet aynı hatayı yaparak başta kendi akrabaları olan kayı boyu karakeçili aşireti olmak üzere bir çok Türkmen aşiretini vergi ve yönetim olarak yezidi olan bu aşirete bağlamış ve onların bağlandıkları bu aşiretler vasıtası ile asimile olmalarını istemişlerdir. O zamanlar arkasına devletin gücünü alan bu azılı İslam düşmanı adam ve aşireti Türkmenlere kan kusturmuştur. Fakat devlet dar güne düşünce Türkmenler kendilerine yapılan bunca haksızlığa rağmen ya devlet başa ya kuzgun leşe diyerek devletlerine sahip çıkarken bu İslam düşmanı aşiretler de Türkün kanına ekmek doğrayan her türlü düşmanla işbirliği yapmışlar ve torunları da gene aziz milletin düşmanları ile işbirliği yapmaktadırlar. Bu gün bdp de siyasi olarak bölücülük yapmakta olan ve aziz Türk milletinin ismini soyadı olarak taşımaktan utanmayan Ahmet Türk isimli Türk milletinin düşmanı adam işte bu kanco denen hainin torunudur. Buda dedesi gibi ezidi olup kuzey ırakta olan ezidi tapınağı laleşe giderek çeşitli ritüleller sonucu ezidi hacısı olmuştur. Bakmayın siz isminin Ahmet olduğuna. Arapçadan ve farsçadan başka isim hazneleri olmadığı için bu isimleri kullanırlar ama islamla uzaktan veya yakından ilgileri yoktur. Bunların bir çoğu yezidi olup, diğer bir kısmı da Müslüman gençlere Zerdüştlüğü tavsiye eden çeşitli sapkın zihniyetli inançların sahipleridirler. Bu İslam ve Türk düşmanı güruh son zamanlarda kendilerine katılan çeşitli Türk düşmanı milletler ile cepheyi genişletmektedirler. Ermeniler, keldaniler, yezidiler, zedüştler, şianın şedit kısımları, Nusayriler, bahailer, ismaililer, Babailer v.s aklınıza gelecek ve bu coğrafyada neşv -ü nema bulmuş ne kadar sapık fikirler ve bu fikirleri taşıyanlar var ise tamamı aziz Türk milletinin karşısında ve açık düşmanı durumundadırlar. Maalesef Kafkas kökenli ve balkanlardan kan içinde bize sığınan  kardaşlarımızı da kendi yanlarına çekmek için kandırmağa çalışmaktadırlar ve bu işte işbirlikçiler bulabilmektedirler.

Sadece bu açık düşmanlığı içimizde olup bir türlü bizden olamayanlar fark etmemiş veya fark edilmemesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Binlerce askerimiz ve diğer insanlarımız kalleşçe şehit edilmeğe devam edilmesine rağmen bu çirkin oyunu fark edemeyenler ve bu oyunu bozacak argümanları kullanmak istemeyenler tarih önünde bunun hesabını veremeyeceklerdir. Biz ne kadar bu mesele Kürt meselesi değil, bu insanlar en başta Kürt değil, Türke düşman her türlü unsuru içinde barındıran ve dış destekli çeşitli azınlık milletlerdir desek te ısrarla kürt kardeşlerimiz veya bin yıllık kardeşlik laflarını kullanmağa devam edenler aziz Türk milletinin dökülen kanında boğulacak kadar beklemeğe kararlıdırlar. Ne yazık ki sesimizi duyuramıyoruz sağır ve kör vicdanlara.  Urfa da karacadağ Türkmen derneği kurulalı yıllar oldu. Diyarbakır sınırında yüzlerce köyden müteşekkil Türkmen köyleri bu gün kurmanç ( bir kısmı zazaca ) ağzı ile konuşuyorlar fakat oğuz beğdilli boyu Türkan oymağı olduklarını ve dönen dolapları bilecek kadar Türkmenlik şuurunda olan bu insanlar dahi seslerini Ankara ya duyuramamaktadırlar.  Bu Türkmenleri hiçbir zaman kaale almayan sayın devlet büyüklerimiz, sadece Kürtçülük veya bölücülüğün her türlüsünü yapanları muhatap almakta ve kılavuz olarak seçtikleri ( azılı bölücü ve pkk nın kurucularından Kemal Burkay, Leyla zana v.s) kendilerini kanlı bir kuyuya doğru götürmektedir. Biz bu insanlar ( doğu ve güneydoğuda yaşayanların büyük ve sessiz çoğunluğu) Türk asıllı dedikçe ırkçılıkla suçlanırken , birileri aslen Türkmen olan bu insanları kürt olarak gösterip sayılarını çoğaltıp siyasi muhatap bulabilmektedirler. Bizi şimdilerde dinlemeyenler bir gün kendilerini dinleyecek muhatap bulamayacaklardır. Yıllardır iran a sevgi besleyenlerin İranın gerçek yüzünü görünce canlarının yandığı gibi. Dedesi kanco sarayında oturup devletin gücünü arkasına alarak Türkmenlere zulm ederek devletin bekasını tehlikeye atarken, torunu şimdi dedesinin ezerek yükseldiği aynı insanları kürt olarak gösterip güç elde etmek istemektedir.  Türkistan ve horasandan çıkıp gelen atalarımızın doğu ve güneydoğuya gelmeden ve yerleşmeden batıya nasıl geçtiğini bir türlü düşünemediğimiz, şimdi de batıda yaşayan Türkmenlerin bu arkada sahipsiz bıraktıkları akrabaları hala onlardan bir yardım eli beklemektedir. Yıllardır karacadağ da bir Türkmen şenliği yapmak için devletten gerekli yardımı alabilmiş değilken, devlet ucundan kenarıdan bir Türkmen şenliği olarak başlayan karakeçili şenliklerinde son dört yıldır kurmançca ve zazaca türkü söyleyen sanatçılar gönderip bu insanların Türkmenliklerini sulandırmağa çalışmaktadır.

 Son zamanlarda kürt meselesine çare diyerek, bütün televizyon kanallarında tartışma programları yaparak aslında bu bölücülük meselesinin adının kürt meselesi olarak hafızalarda yer etmesi için çalışanlar ve ısrarla kürt lafını kullananların çoğunun, maraşımızın tabiri ile otu çek köküne bak sözünün gereği olarak köküne baksak, asıl niyetlerini gayet iyi anlayabiliriz. Kürtlerin buranın yerlisi oldukları ve asıllarını yezidi ( ermeni oldukları iddiası tepki çekince) olduğu son zamanlarda sahte tarihçiliğe soyunan bölücü mihrakların yaymağa çalıştıkları fikirlerdir. Kürtler Yezidilerin ahfadı olup en güzel kürt örf ve adetleri yezidi Kürtlerde yaşamaktadır ve dolayısı ile buranın kadim yerlisi olan medler, mittaniler, Asurlar v.s ler tamamen sonradan yezidilik ile buluşarak kürt kültürünü meydana getirmişlerdir tezini işlemektedirler. Yezidiliğinde bir inanç sistemi olmaktan çıkıp tıpkı Yahudilik gibi ayrı bir millet olması için yabancı ağabeyleri tarafından  kuzey ırakta yaşayan yezidiler de ısrarla kürt olmak ile asuri olmak arasında tercih yapmağa  zorlanmaktadırlar. Siyasi ve maddi manfaatları gereği şimdi bu azınlık kürt olmak için hazırlanmakta ve kurmanç ağzı ( bizim osmanlıcanın halk ağzı) konuşan bütün Türkmenleride kendi saflarına çekmeğe çalışmaktadırlar. Kürt kardeşlerim lafı da tam burada hizmet görmektedir. Çünkü bir kere ayrı bir millet olarak kabul edildinmi artık kardeşlik değil canını versen ayrılık ateşini söndüremezsin. Araplar ile de kardeş değil mi  idik.  Ümmet-i Muhammed kardeş değilmidir?  Fakat  Arapların bir kısmı araya giren fitneler ve ümmet bilincinin eritilmesi ile de en azılı düşmanlarımız haline getirilmedilermi?  Halaçoğlu gibi alimlerin bu husustaki kayıt araştırmalarının ciddiye alınarak bu insanlar ile bir kerede böyle muhatap olunmanın ( laf anlayanlar varken eski kayıtlarda kendi beyanları ile Türkmen olarak yazıldıklarını torunlarına göstermek) zamanı geçmeden yapılmalıdır. Sayın Dr.Mahmuş Rışvanoğlu ilk başta siyasi Kürtçülük ile başlayan çalışmalar ve araştırmalar yaparken ulaştığı belgeler sayesinde aslının Türkmen olduğunu ve büyük bir oyun döndüğünü, emperyalizmin önünde engel olarak gördüğü aziz Türk milletini bölmek için içinden ayrı milletler çıkarmak istediğini görüp, ayrılık  niyetleri ile çıktığı yoldan dönmesinin sebebi olan bu çalışmalarından aziz Türk milletinin haberi olmalıdır. Bu vazifede, milleti tek ve bütün olarak bir arada tutmak isteyen devlet yetkililerimizindir. Yezidilik meselesine gelince altı üstü yalan ve fitne ile dolu olan bu inanç sistemi sadece ve sadece Sünni islama düşmandır ve her türlü İslam düşmanı ile bir araya gelebilecek zihniyettedir. Fakat işin en bilinmeyeni ise bu inancın çok eski olmadığı ve Kürtçe konuşan insanlarımız ile de bir ilgisinin olmadığı ve aslen arap olan birisi tarafından ortaya atıldığının bilinmemesidir. Sizin anlayacağınız yezidiler aslen emevi sülalesinden olup arap asıllıdırlar. Sonradan civarda başıboş olarak merkezi otoriteden kaçan sapkınların toplanması ile bir nüfus meydana getirmişlerdir. Selçuklu ve Osmanlının bu hususlardaki ihmali,  diğer birçok sapkın mezhebin ortaya çıkması gibi bunlarında laleş etrafında filizlenmelerine fırsat vermiştir. Bu inancı kuran şahıs Abdulkadir Geylani hz. İle birlikte imam gazaliden ders alan şeyh Adiy bin müsafir dir. 1072 baalbekte doğmuştur. Oraları bu tür fikirlerin olduğu bataklıklardan birisidir. 1116 da hacı olmuş 1162 de laleşteki eski bir kiliseyi dergaha çevirip hac için tapınağa dönüştürmüştür. Müritleri adeviler olarakta anılırlardı. Tavus kuşu veya horoz sembolleri olmuştur. Şeyh adiy bir müsafir emevi sülalesindendir. Taraftarları şimdi Araplığı bırakıp Türk düşmanlarının baskısı ve verdikleri imtiyazlar neticesinde kürt veya asuri olmağa zorlanmaktadırlar. Fakata görüldüğü gibi istikballerini kürt olmakta görmüş olmalılar ki bunun propagandası yapılmaktadır. Kendilerine ağdayın çocukları derler. Halife Yezide itibarları olduğu için ezidi olmalarına rağmen kendilerine yezidi denilmektedir.  Bulundukları coğrafya itibarı ile her dinden alıntı yapmışlardır. İşte şimdi bu insanları aziz Türk milletini bölmek için kullanmağa kalkışmaktadırlar. Zamanla bu insanların bir kısmı kurmanç ağzını öğrenerek  Osmanlı zamanında kendilerini ikbal  sebebi de olduğu için kürt diye tanıtarak osmanlının gücünü kullanarak Türkmenler üstünde nüfuz sahibi olmuşlardır. Ceddimizin ihmali ve kendi kardaşlarını yem yaptığı bu ne olduğu belirsiz insanlar şimdi bizzat pırıl pırıl Türkmenleri bize karşı kullanmaktadırlar. Siyasilerimizde kendi geçmişlerinden habersiz ve sırf dünyaya şirin görünmek ve insan hakları v.s ayakları  altında bizzat kendimizi vurmamızı seyretmektedirler. İşte kuzey ıraktaki Amerika korumasındaki diğer bir fitne merkezi laleş. Özellikle alevi olup pkk ya sempati duyanların bu kendilerinden başka hiçbir inanca fırsat tanımayan kişilerle aynı yolda olmaların hiç anlayamıyorum. Alevilik sadece Türkmene mahsus bir inanç olmakla alevi kardeşlerimizin bu yezidi oyununa gelmelerine inanın çok üzülüyorum.

Devlet yetkililerimiz acil olarak Osmanlı vergi ve nüfus kayıtları ile tescil edilmiş ve doğu ve güneydoğu da yaşayan Türkmen aşiretlerinin önde gelenlerini toplayıp bu kayıtları göstererek bu gerçekten kardaşlarımız olan insanları kendi aslına döndürmelidir. Bunu ırkçılık olarak görenler aziz Türk milletine karşı yapılan büyük ırkçılığı göremeyenler veya avrupanın sahte ve ikiyüzlü ve acımasız ırkçı siyasetini sezemeyen ğafiller veya aziz Türk milletinden görünüp içinden peşin hükümlü düşmanlık hisleri ile dolu, atalarımızdan kuyruk acısı olan devşirme takımının temsilcileridirler. Bu büyük çoğunluk olan Türkmen kardaşlarımız tamamen aziz Türk milletinin düşmanlarının oyuncağı olmadan bu gidişe dur demelidirler. Bu yapılacak olan çalışmalar aziz Türk milletinin bekasını temin edeceği gibi ümmet-i Muhammedin bekası içinde şarttır. Herkes bilmelidir ki Aziz Türk milleti oğuz ve Kıpçak birliğini sağlamadan ümmetin birliğinin sağlanması ancak bir hayaldir. Bütün düşmanlarımız bu gerçeği bilmekte ve Türk milletinin dizleri üstünde sürünmesi için ellerinden geleni artlarına koymazken Müslümanlık iddiasındaki ğafiller ise bu işlerin farkında bile değillerdir. Artık askeri ve siyasi çalışmaların yanında aslı hu, nesli hu demenin zamanı gelmedi mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi