Asuman SOYDAN ATASAYAR

Asuman SOYDAN ATASAYAR

KÂRLI YAŞAM SÜRMEK İÇİN

Ruhumuzda derin izler bırakan kaç mevsim yaşadık kim bilir? Kimbilir ne çok mutluluklar, özlemler, arayışlar, pişmanlıklar, dize vuruşlar, sevgiler, nefretler, hayaller ve  kırıklıklar yaşamışızdır. Yaşamın akıp giderken bıraktığı tortular, yüreğimizde kabuk bağlayarak sessizce yatıyorlar vakit onları antika değerine ulaştırıncaya değin. Üzerinden belli bir zaman dilimi geçtikten sonra yani antika değerine ulaştıklarında bir vesileyle hatırlanırlar ve derin bir of çektirirler bize. 

Geçmişte yaşadığımız pek çok güzel anının bıraktığı tat, içinde bulunduğumuz günün tadından üstünmüş gibi gelir insana. Dünde kalanları hatırladığımızda, yaşanmış bitmiş, gitmiş olan yaşanmışlıklara karşı özlemli duygularımız uyanır. Üzerinden geçen zaman sanki mazide kalanlara güzelleştirme operasyonu yapmış gibi. Onları eskisinden daha da güzelleşmiş olarak hatırlarız. Çünkü geçen zamanın içinde zahmeti gider rahmeti kalır hatıraların.

Mazinin içinde her daim bir yudum hüzün vardır. Çünkü geriye dönüşü yoktur mazinin. Neyi veya kimi ne kadar sevdiğimizin farkına ancak maziye karışınca, özleyince daha iyi anlıyoruz ne yazık ki.  

Düne özlem duyduğumuz gibi yarından da heyecan duyar, hayaller kurarız ama her nedense bugünün farkında pek olamayız.

Elimize bir kez geçen ömür sermayesi, en değerli varlığımız olduğunu bile bile,  hoyratça ve savrukça harcadıklarımızın başında gelmekte ne yazık ki!.. Bir gün mutlaka bitecek olan ömrün bilincinde olmamıza rağmen kıymeti, değeri olmuyor sonu görünmedikçe. Ömrün süresi bildirilmiş olsaydı acaba nasıl kullanırdık onu diye sık sık düşünürüm. Delinin post saydığı gibi saliselerimizi sayarak mı geçirirdik? Her adımımızı cetvellerle mi ölçerdik acaba?  Böyle bir durumumuz olsaydı, kimisi başını seccadeden kaldırmaz, kimisi havradan, kiliseden çıkmazken; kimisi vur patlasın çal oynasın misali daha bir ihtiras ile yaşardı galiba.

Oysa sınırı belirsiz olan ömrün içinde zaman israfının korkunç boyutlarıyla kulaç atıyoruz.  Elimize tekrar geçme şansı olmayan hayatın ziyan oluşundan asla kaygı duymuyoruz ama iki kuruşluk bir eşyamıza zarar gelse yüreğimizden yanıyoruz…

“Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş” sözüne kulak vererek dünyaya kalıcı izler bırakarak gitmek, kârlı bir yaşam sürmüş olmak anlamına gelir.

Garip yolcuyuz hepimiz.  Başka bir aleme doğru akıyoruz her saniye..

Gideceğimiz alemde, burada kalan her iyi iz lehimize işleyecektir. Nasıl ki mazide kalan tatlı anılar hatırlandıkça bugün bizi mutlu kılıyorsa, bu dünyada bırakacağımız insani izler de öbür dünyamızda bize mutluluk verecektir…

Bugünümüzün tadını hissederek yaşayabilmek ve bugünden yarınlara kaim izler bırakabilmemiz dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asuman SOYDAN ATASAYAR Arşivi