Medine Müdafası, Çanakkale Ve İftar Sofralarımız

Mübarek Ramazan ayının yavaş yavaş ortalarına doğru gelmek üzereyiz. Bol çeşit, bol kepçe iftar yemeklerimizi zevkle tüketmeye devam ediyoruz.

Her ne kadarda, sıcak uzun yaz günlerinde, zor olmasa da zorlandığımız oruç ibadetini yerine getirirken, 1916 yılında Medine müdafaasında, erzakı tükenen Osmanlı askerinin çöl sıcağındaki açlık dramını düşündüğümüzde, bizim şimdiki konforumuzla tutmaya çalıştığımız oruçlarımıza isabet eden mevsim sıcaklarından şikayet etmeye hakkımızın olmadığını düşünüyoruz.

Birinci dünya harbinde, İngilizler tarafından Medine’de tecrid edilen Gazi Fahreddin Paşa merhumun, emri altındaki bir avuç askerle bu beldeyi ve Ravza-i Mutahhareyi müdafaası, İmparatorluk devrinin sonlarında, en şanlı hamaset örneklerimizden biri olarak bilinir.

Üstün silaha ve tok düşmana karşı bir avuç kahramanın tek dayandığı güç, sadece kalbindeki nuru imandı.

Ambarındaki erzakı her gün biraz daha azalan paşa merhumun tek ümidi; oralarda sık sık görülen afetlerden biri olan çekirge yağmuruna kalmıştı. Fakat Gazi Fahreddin Paşanın silah arkadaşlarına alışamadıkları bu mahluku yedirmek o kadar kolay olmamıştı.

7 Haziran 1334 sabahı, çekirge ile ilgili günlük bir emir yazarak askerlerine tebliğ ettiriyor.

“Çekirgenin serçe kuşundan farkı olmadığını, serçe gibi kanatlı ve uçtuğunu, itina ile temiz ve taze şeyler yediklerini, Hicaz, Asir, Yemen ve Afrika insanının başlıca gıdasının çekirge olduğunu, hatta develer ve hecinlerinde zevkle çekirge yediklerini” belirtmiş.

Çekirgeyi ettibaya tetkik ve tahlil ettirdiğini, hem bir gıda, hem bir deva olduğunu, av etleri gibi çekirgeden de istifa edilmesi gerektiğini belirtiyor.

“Ayrıca sünnet-i seniyye olduğu, Peygamber efendimiz hadisi şeriflerinde ( Uhillet lena meyyitani veddeman ) buyurmuşlardır. Manası; ( iki ölünün ve iki kanlının yenmesi bize helal kılındı ) demektedir. İki ölü, çekirge ve balığın ölmüşleridir. İki kanlı ise karaciğer ve dalaktır.”

Çekirge yemeğinin tarifini de ilgili tamimde şu şekilde yapmıştı; “ 1- Güneşe Serilerek kurutulup ayakları ve başı koparılıp çerez olarak. 2- Sıcak su ile haşlanıp, pirinç ve bulgur pilavına karıştırılarak. 3- Haşlanmış çekirgeler tabağa dizilip üzerine zeytinyağı ve limo gezdirilerek. 4- Çekirge kavrularak havanda dövülüp toz halinde, et tozu konservesi olarak “ yenilmesi.

“Yenmesi sünnet olan çekirgeye yan gözle bakmak ve ondan tiksinmek en hafif bir tabir ile nimet naşinaslıktır.

El hasıl dün çekirgeyi bahçelerden def ve tenkil tedabirini düşünürken, bu gün çekirge geliyor mu diye yollarını gözlüyorum. Hangi mıntıkaya çekirge düşerse tarifim veçhi ile istifade edilmesini ve bana da hediye olarak çekirge gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ederim

Hicaz kuvvei seferiyesi kumandanı ve Medine mufafızı Ferik Fahreddin. 7 Haziran 1334 “

1915 te Çanakkale’de destan yazan, Bedrin aslanlarının, mehmetçiğimizin de, Medine müdafaası kahramanlarımızdan pek bir farkı yoktu.

Mehmetçiğimizin Çanakkale savaşındaki  yemek menüsü şöyleydi ;

15 haziran ; Sabah, üzüm hoşafı - Öğle, yok - Akşam, yağlı buğday çorbası, ekmek tam.

26 Haziran; Sabah, yok - Öğle yok - akşam üzüm hoşafı, ekmek tam

18 Temmuz; Sabah, üzüm hoşafı - Öğle yok - Akşam yok, ekmek yarım.

8 Ağustos; Sabah, yarım ekmek - Öğle yok – Akşam, şekersiz üzüm hoşafı, ekmek yok.

Bizler şimdi mükellef sofralarımızda iftarlarımızı yapıyoruz. İftar davetlerinde önümüze konan yemekleri zevkle tüketiyoruz.

Çok yıldızlı otellerde, açık büfe iftarlarında, fazlaca alıp yiyemediğimiz, ucundan tırtıklayıp masada bıraktığımız, o güzelim yemeklerin hesabını belki Türk Lirası olarak ödeyebililiyoruz.

Fakat;  bir zamanlar Medine müdafaasında aç kalan Osmanlı askerlerinin çekirge yiyerek ayakta kalma mücadelesi verdiğini düşündüğümüzde, Çanakkale’deki Mehmetçiğin yemek menüsünü hatırladığımızda, Afrika’da açlık çeken, yokluk içinde kıvranan, dermanı tükenmiş yavrucakları gördüğümüzde;

İsraf ettiğimiz yemeklerin hesabını, hangi parayla? Nasıl ? ödeyebileceğimizin hesabını da bu Ramazan vesilesiyle düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Oruçlarımızı Allah kabul etsin. Hayırlı iftarlar olsun efendim.

Selam ve sevgilerle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ali AVGIN Arşivi