“SAKIN ALDANMAYIN ASIL HEDEF KERKÜK!”

“SAKIN ALDANMAYIN ASIL HEDEF KERKÜK!”
Türk Ocağı  tarafından Eskişehir'de ayda bir olarak düzenlenen seri konferansların ilkinde Kerküklü ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mahir Nakip Kerkük konulu bir konferans verdi

Türk Ocağı  tarafından Eskişehir'de ayda bir olarak düzenlenen seri konferansların ilkinde Kerküklü ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mahir Nakip Kerkük konulu bir konferans verdi

Konferansında şu konulara dikkat çekti. "Dünyanın birçok yerinde ayrılma konusunda başarılı referandumlar yapıldı ve bir kısmı (İngiltere-İskoçya’da) reddedildi, bir kısmı ise (Güney Sudan-Darfur’da) kabul görüp ana ülkeden ayrıldılar. Bu referandumların hepsi yasal ve her iki tarafın da hür irade beyanları neticesinde olmuştur. Ama Irak Kürt Yönetiminin referandum talebi yasal olmadığı kadar kendi içinde de tutarlı değildir. İki yıl toplanamayan "Yerel Kürt Parlamentosu" tek bir gündem maddesi ile toplanıyor; madde tartışılmadan oylanıyor ve 111 sandalyeli meclis üyelerinden 63’ü referandum lehine oy kullanıyor. Yani teklif %56 kabul oyu ile geçiyor. Eğer Kürt milleti için referandum ya da devletleşeme bu kadar hayatî önemi haiz ise bu oranın %90’larda olması gerekemez mi?

ASIL HEDEF KERKÜK, UYANIK OLALIM!

Diğer taraftan İsrail hariç hiç bir ülke bu referandumu tasvip etmiyor. Özellikle Türkiye ve İran gibi bölgenin karar verici ülkeleri karşı gelmenin ötesinde müeyyide uygulamayı bile düşünmektedirler. Yani her tarafı kusur ve özür olan bu referanduma neden ısrar ediliyor? Bu akılsız ve mantıksız ısrar, bir siyasi intihar değil midir?

25 Eylül referandumundan önce hiç kimsenin destek çıkmadığı halde referandumun gerçekleşmesi manidardır. Ya Irak Kürt siyasi hareketinin intiharıdır, ya da Bağdat yönetimi ile Yeni pazarlıklar yapmanın bir aşamasıdır.

Barzani'ye birçok Batılı şahsiyetin danışmanlık yaptığına bakılırsa siyasi intihar olarak görülmesi biraz saflık olur. 25 Eylül üzerinden 20 gün geçmesine rağmen Kürt yönetimine henüz ciddi bir müeyyide uygulanmaması ikinci ihtimali daha çok güçlendiriyor.

Bağdat yönetimi görüşmelerinin başlayabilmesi için hem federal mahkeme kararlarından hem de Irak parlamentosundan aldırdığı güçle iki önemli şart koşmaktadır. İlki referandum sonuçlarının iptal edilmesi ve başta kerkük olmak üzere Peşmergenin işgal ettiği topraklardan çekilmesi. Kürt yönetimi ise bu konuda henüz bir adım atmış ya da bir tavır koymuş görünmüyor ama sık sık Erbil'e gelen heyetlerle görüşmeler yapmaktadır.

En tehlikeli ihtimal Bağdat yönetiminin iki şartından birisinden vazgeçmesine zorlanmasıdır. Referandum sonuçlarının iptalinin öncelikli olacağına göre ihtilaflı bölgelerden Peşmergelerin çekilmesi şartından vaz geçmesi daha kolay görünüyor. Bu da Kerkük şehrinin biraz daha Kürt yönetimine girmesi demek olacaktır.

Kerkük, Türkiye için kırmızıçizgi olmalıdır. Hiç bir şekilde pazarlık konusu yapılmamalıdır. Aksi takdirde Türkiye’nin Irak’la imzaladığı 1926 anlaşmasını yeniden gözden geçireceği dünya kamuoyuna bildirilmelidir.

Başbakanımız Sayın Yıldırım'ın Bağdat'a gidişinin ertelenmesi iyi olmamıştır. Bizim gecikmemiz demek, batılı destekçilerin ilerlemesi ve avantaj kazanması demektir. Bu da Türkmenler için çok ciddi bir güç kaybı demektir.

Sonuç itibariyle nihai hedef başta Kerkük olmak üzere ihtilaflı bölgelerin aidiyeti pazarlık konusu olacaktır. Çünkü 2003 yılından bu yana normal süreci içerisinde bu sorun çözülememiştir.

Referandum zehrinin panzehri 1926 Ankara Anlaşmasının feshidir." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.