Sahi hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama bir an için sizi düşünmeye davet ediyorum; 2015 seçimlerinde, milletvekili olmak için aday adaylığı müracaatı size yapılsaydı, kimleri aday ederdiniz?

Tek belirleyici siz olacağınızdan, samimi düşünmenizi istiyorum ama çok samimi…

Ama önce siz kimsiniz, onu öğrenmem gerekiyor?

Esnaf mısınız?

Adayınız seçilirse size bir katkısı mı olacak, yoksa tek beklentiniz bütün esnafların sıkıntılarının sonlanması, kentinizin yaşanabilir bir yer haline gelmesi, ülkenin daha iyi bir ülkeye dönüştürülmesini mi istiyorsunuz?

Benim gibi yazar mısınız, gazeteci misiniz?

Belirleyeceğiniz adayın size ne gibi katkısı olacak; şahsi mi, yoksa hep özlemini çektiğiniz bir adayı mı belirlemeye niyetlisiniz?

İşadamı da olabilirsiniz…

O zaman işinizi büyütecek bir aday mı ararsınız, yoksa ekonomiyi düzelterek, tüm işadamlarının önünü açmayı mı amaçlarsınız?

Belki de kadınsınız…

O zaman kadınların çektiği sıkıntıları sonlandıracak bir aday arayışınız var ve belki de çocuklarınıza iş bulacak bir adayın peşindesiniz…

Memur da olabilirsiniz.

Sizi bir kuruma amir yapacak veya daha az çalışacak, daha çok maaş sağlayacak bir aday arzuluyorsunuz. Belki de tüm memurların daha iyi bir yaşama kavuşması, emeğinin karşılığını almasını ve daha özgür yaşamasını sağlayacak bir aday belirleyeceksiniz.

İşçi de olabilirsiniz…

O zaman size daha iyi iş sağlayacak bir aday belirlemeniz mümkün ya da tüm işçilerin, başta iş güvenliği olmak üzere, maaş ve sosyal haklarını düzeltmeye çabalayacak bir aday arıyorsunuz…

Kim bilir, belki de işsizsiniz…

Kısa sürede size iş bulacak bir aday mı ararsınız yoksa işsizliği tümden kurutacak, insanların daha iyi bir yaşama kavuşması için çabalayacak bir aday mı seçersiniz?

Olmaz demeyin, belki de zaten vekilsiniz ve diğer vekilleri belirleme hakkı size verildi.

Kendinizle birlikte hareket edecek aday mı ararsınız yoksa özgürce fikrini söyleyecek olan mı tercih edersiniz?

Siz kendinizin ne olduğunu belirledikten sonra iş kolay…

Bu defa nasıl bir aday aradığınıza bakmak lazım…

Tüm aday adayları sıraya girdi ve unutmayın ki, siz, tek belirleyicisiniz…

Öncelikle aday adaylarının cinsiyeti sizin için önemli mi?

İlla erkek mi olmalı yoksa illa kadın mı?

Kadın olacaksa güzel mi, çirkin mi, çekici mi, akıllı mı, zeki mi, tuttuğunu koparan mı?

Tahsilli mi istersiniz, tahsili önemsemez misiniz?

İlla erkek olacaksa nasıl olmasını istersiniz; yakışıklı mı, çekici mi, sıradan mı, sıra dışı mı?

Yoksa kadın erkek fark etmez, sizin kriterleriniz mi önem taşır?

Akıllı mı olmalı, zeki mi olmalı, kültürlü mü, kabiliyetli mi?

Tuttuğunu koparanı mı tercih edersiniz, silik, sünepe ve sizin sözünüzden çıkmayan birini mi?

Yağcı mı istersiniz, yalaka mı, sizi sürekli övecek birisini mi?

Kaba birisi mi olur sizin adayınız, kibar, naif, nazik mi?

Tercih edeceğiniz aday iyi bir hatip mi olmalı, iyi bir yazar mı, iyi bir şair mi, iyi bir ressam mı, iyi bir şarkıcı mı?

Avukat mı olmalı, doktor mu, hâkim mi, mühendis mi?

Zengin bir aday mı seçersiniz, çulsuz da olsa kabiliyetine bakar mısınız?

Şehirli mi olmalı sizin adayınız, köylü mü?

Irkı önemli mi, hangi dili konuştuğu, hangi renkte olduğu, hangi dine mensup olduğu?

Ya da dindarlığı mı sizin için önemli, bir dine mensup olması mı?

Dürüst bir aday mı olacak, sizin seçtiğiniz?

Eğer dürüst aday seçerseniz, sizin dürüst olmayan taleplerinin karşılanmayacağını da biliyorsunuz demektir.

Ahlaklı bir aday belirleyecekseniz, hiçbir ahlak dışı talebin de karşılanmayacağını, yasadışı işlerinizin takip edilmeyeceğini de biliyor olmalısınız…

Çok zor bir görev yapıyorsunuz; bütün bir kent veya bütün bir ülke sizin belirleyeceğiniz adaya umut bağlamış.

Size faydası dokunacak bir aday mı belirlersiniz yoksa tüm ülkenin beklentisi mi sizin için önem taşır?

Adayınızın önceden bir etiketi olmalı mı, yoksa halkın vereceği etiket yeterli mi?

Size ne kadar yakın aday belirlemeye niyetlisiniz?

Hemşeriniz mi olmalı?

Köylünüz, kentliniz, kasabalınız mı?

Yoksa sizin aşiretten, aileden, yakın çevreden mi?

Dostunuz, arkadaşınız, sırdaşınız, okul sıralarında dertleştiğiniz mi?

Sevdiğiniz mi, nefret ettiğiniz mi?

Başarısını kıskandığınızı aday eder misiniz, yoksa hasutluğunuzdan daha başarısız olanı mı tercih edersiniz?

Sizin meslekten mi bir aday seçersiniz yoksa mesleğine bakmaz mısınız?

Ya da ne bileyim, belki de mevcut vekilleri en çok eleştiren siz oldunuz, o zaman mevcut vekillerin aday adaylığını onaylar mısınız, yoksa “siz biraz dinlenin” mi dersiniz?

Varsayalım adaylık sizin elinizde ve herkes sırada bekliyor; belirleyici olan birisi olarak, bütün bu varsayımları bir yana bırakıp, “vekil profiline” göre mi davranırsınız ve o profili kimin çıkardığını da sorgular mısınız?

İşiniz zor biliyorum ama zaten dananın kuyruğunun koptuğu ve bir türlü yerine dikilmediği yer de tam burası…

Şimdi işin içinden çıkabiliyorsanız çıkın ve bu arada asıl niyeti adaylık değil, koltuk veya ihale kapmak olanları da bir kenara ayırmayı unutmayın…

Tweetimden seçmeler

Aday adayı dilekçesi vermek, aday olacağı manasına gelmez ama daha önemlisi, o kapıyı geçince "ne olmak istediğini" ancak kendisi bilir!

www.naifkarabatak.net