Vurun Ayşe Kulin’e!

 

Önceki gün Ayşe Kulin’in İslam’la ilgili sözleri sanal âlemi çalkaladı, dünse aynı çalkantı gazetelere yansıdı. Kulin’in “ne demek istediğini” anlamayan yığınların olmasına doğrusu çok şaşırdım. Söz konusu inanç olunca, karşısındakini de inançsız bilince “hakaret” edeceğine yüzde yüz emin olanların tepkisi, ne denmek istendiğini veya söylemdeki yanlışlığın fark edilmesini engelliyor.

Oysa Ayşe Kulin sadece “yanlış” bir kelime kullandı, yanlış anlam değil.

Tepkiler bana dönmeden önce yanlış kullanılanı söyleyeyim.

Ayşe Kulin, “İslam’da değişiklik yapılması zorunlu” demiş.

Elbette bu söz yanlış…

İslam anlayışında değişikliğe gidilmesi lazım” deseydi, ondan sonra gelen bütün sözlerin altına tereddütsüz imza atacak çok insan vardı.

Bu satırların yazarı da, İslam’ı doğru anlayacak ve anlatacak bütün çabaların içinde olunması gerektiğine inananlardandır.

Ama bizde böyle olmuyor.

Oysa “böyle olmadığını” söyleyen de zaten Ayşe Kulin.

Anında tepki gösteriyoruz.

Ne dediğini bakmıyoruz bile.

Yazdığı kitabı okumuyor ama yakabiliyoruz.

Çizilen karikatüre bakmadan, bütün dünyada eylemler yapılıyor, kelleler isteniyor, tehditlerin ardı arkası kesilmiyor.

Böyle durumlarda yaklaşım tarzının İslam’a uygun olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor.

Zira insanlar küfrediyor, hakaretler yağdırıyor, hatta iftira edenler bulunuyor.

Kendi inancına hakaret edildiği için, inancında olmayan eylemlere kalkışabiliyor.

Bu anlayışın İslami olmadığı gün gibi açık ama bunu söylemek pek de kolay olmuyor.

Bir Müslüman’ın bir başkasını öldürmesi asla mümkün değilken, cinayet işleniyor, işlenmesi teşvik ediliyor.

Hatta oluşturulan terör örgütlerinin “İslami” olduğuna inanan Müslümanların olması, insanı dehşete düşürüyor.

Barış sürecinde bile bunu görmek mümkün.

Beş vakit namaz kılanın “barış” dışındaki arayışını anlamlandırmak pek mümkün değil.

Hele hele bir ırkı, bir diğerinden üstün görmeyi, İslami anlayışın neresine sığdırdıklarını anlamlandırmak da güç.

Halen “onun bunun kölesi” olmak için çırpınanlar…

Liderin ağzından çıkanı “değişmez kutsal” sayanlar…

Aşiretini övenler, soyuyla, sopuyla, diliyle, derisinin rengiyle “üstün” olduğunu sananlar var.

Oysa İslam’da bütün bunlar yok.

Ne ırkçılık var, ne birinin diğerinden üstün olduğu anlayışı.

Ve yine İslam’da “cana kıymak” yok.

Bunun ne adına yapmanız bir şey değiştirmiyor.

***

Peki Ayşe Kulin ne diyor?

Gazetelerin “skandal” olarak nitelendirdiği sözlerde neler var?

Adamın biri kitap yazmışsa alıp okumazsın, kınarsın. Adamı öldürmeye çalışmak neden? Kuran'ı yeniden yorumlamak lazım, çok kavram esas anlamından kaydı, öz gitti. Ben bu değişikliği laikler yapamazlar, dindar insanlar yapar diye düşündüğüm için AK Parti iktidara gelince dine bir ferahlık gelecek zannetmiştim ama olmadı.

Buraya kadarında aslında sorun yok.

Bundan sonrası ise Ayşe Kulin’in “İslami bilgiden yoksun” olduğunu düşündürecek değerlendirmeler var.

Hâlbuki sözün burasını kesip, “İslami anlayışımızı yeniden gözden geçirmek lazım” deseydi, sorun olmayacaktı.

Ama o kadarını bilmeyecek kadar İslami bilgiden yoksun, her ne kadar “dindar bir aileden geldiğini” söylese de, İslam’a çok uzak olduğu anlaşılıyor.

Zira konuşmasında bunun bir anlayıştan veya yanlış inançtan kaynaklandığını bile bile “İslam’da değişiklik yapılması zorunlu” diye, suçu İslam’a atarak, aynı kefeye girdiğinin farkında değil.

Belki de aydınlarımızın genel sorunu da tam bu.

Her konuya hâkim olduklarını düşünüyorlar.

Ve kendi dünya görüşleriyle, bir başkasının davranış hatasını, onun inancına bağlayabiliyorlar.

Oysa bu sadece İslam’da değil, toplumsal bütün yaklaşımlarda görülebilir ve hatalar, insanları bağlar, inançlarını, görüşlerini, ideolojilerini değil.

İnandığı gibi yaşamayanların, yaşadığı gibi inanmaya başlaması da yeni değil.

Bunu aydınlarımız bilmiyor.

Hatta “Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder” sözünü söyleyenin bizler olduğunu da bilmiyorlar.

Dini konuları biliyorsanız, çıkın konuşun.

İnsanların inançlarına uygun olmayan davranışlar içinde olduğuna inanıyorsanız da, o zaman bilen birisine danışın.

Halkın karşısına, onun inançlarıyla ilgili sözler sarf etmek için çıktığınızda, “neyin yanlış olduğunu” rahatlıkla söyleyebilin.

Zira yanlışlık İslam’da değil, İslam adına tepki gösterenlerin yaklaşımında…

Diğer bütün din, ideoloji ve anlayışta olduğu gibi…

Twitimden seçmeler

Yaşadığın yer seni sıkmaya başlamışsa, boş ver, vücudun orada kalsın, ruhun dolaşsın tüm dünyayı.. Öyle yapıyorum zaten!

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi