Ya seve seve; ya söke söke demokrasi!

Bundan birkaç yıl önceydi. Ilıca’da İhlas Fırın’ın önünde çok yakınım, aynı zamanda Ilıca’nın söz sahiplerinden biri ve birkaç kişi ile sohbet ediyoruz. Konu AK Parti Hükümeti. Ben, hükümetin söz verdiği icraatları yapması gerektiğini ve “yetkilerini” kullanması için daha “cesur adımlar”” atması gerektiğini ve de önünde hiçbir “engel”in olmadığını söyledim bir ara. O büyüğüm bunun üzerine, bana dönerek ve birazda kızarak “Birader, bu devletin bazı değişmez kuralları var. Kim, kaç oyla gelirse gelsin, devlet buna engel olur ve değiştirilmesine müsaade etmez” dedi.

Şimdi o büyüğüme(!) saygılarımı sunuyor ve ellerinden öpüyorum!!

Sahi devlet kim?

………….

Devlet vatandaştır, halktır ve millettir. Milletin ta kendisidir.

Bu güne kadar, millet “devletin ta kendisi” olamıyordu ve kendini 70 yıldır “devlet” yerine koyanlar milletin; halkın seçtiklerine rağmen, sözde “devlet adına” bu halka kan kusturuyorlardı. Bu saikle, milletin anasından emdiği “helâl sütü” bile burnundan fitil fitil getirdiler.

Ama artık bakıyoruz ve görüyoruz ki, gerçek devlet, kendilerini “devlet yerine koyanlar”dan görevi yavaş yavaş da olsa devralıyor. Yıllardır “çalınan yetkiler” halkın eline geçiyor.

Bu durum Ak Parti’nin “Yeter; sözde, karar da milletin” diyerek iktidara gelmesinden sonra başladı. Ve “gelişerek”, “emekleyerek”, “ağır ağır”, “düşe kalka” bu günlere geldi. Son YAŞ kararlarına baktığımızda bunu artık daha net görebiliyoruz. Artık halkın değil; “başkaları”nın işi “yaş” olacak anlaşılan!

Türkiye demokratikleşmede çok önemli mesafe kat etti.

Normalleşiyoruz “netekim”!

Olacak olacak!

Hakikaten Türkiye’de bir şeyler olmaya, değişmeye başladı. Bundan on yıl önce, bu günlerde yaşananları kimse teayyül bile edemezdi. Biri çıkıp anlatsa kurgu filmi gibi gelirdi.

Oluyor işte. Halk, yetkiyi “ehil” ve “cesur” ellere verince oluyormuş demek ki! Rüya gibi tıpkı.

Ama rüya değil gerçek.

Üstelik “bedeller” ödeyerek.

İstiklal Mahkemeleri1

Sözde “isyan” denilerek yapılan zulümlar!

Mustafa Muğlalı hadiseleri!

Kanlı 27 Mayıs darbesi ve idamlar!

Muhtıralar!

Darağaçlarında sallanan “can”lar!

12 Eylül ve yaşı büyütülerek asılan çocuklar!

28 Şubat “post modern” darbesi!

Yargıya verilen birifingler!

Silah zoruyla attırılan manşetler!

Ve en son 27 Nisan “e-muhtıra”sı.

Kolay gelinmedi bu günlere. Çok değil, bundan sadece beş on yıl önceleri, bir törende bir astsubay bile çıkar, kaşlarını çatar, sözde “Atatürkçülük” ve “laiklik” adına halkın inadına inadına, inaçlı insanlara göndermeler yapar, atar tutar, asar keserdi kendince. Üstelik kimsede çıkıp “Arkadaş n’oluyor, kimi kimden kurtarıyorsun” demezdi.

DİYEMEZDİ!!

Korkardı halk.

Kendi askerinden ve kendini koruması gereken silahtan hep korktu.

İnsan, “vatan haini” olmadıktan sonra korkar mı kendi askerinden?

Korkuyordu işte. Bir “haki elbiseli”den, bir “postallı”dan ödü patlıyordu!

Korkutulmuştu.

 

Veya tam tersinden: Asker kendi vatandaşına kin besleyebilir mi? “Düşman”ı korkutması gereken asker kendi vatandaşını korkutabilir mi?

………….

Ama artık korkmayacak. Çünkü halkın seçtikleri, milletin emrinde olması gerekenlere “o görevi” hatırlattılar.

Asker karalaştıracak başbakan ve cumhurbaşkanı sadece(!) imzalayacak! Artık, yok öyle “Yağma Hasan’ın böreği”!

Artık, hükümet ve başbakan, emrinde olan askerleri, kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde “tanzim” edecek.

Hem milletin verdiği silahı kullan, hem o silahın verdiği güçle milletin değerlerine inançlarına kafa tut. Her türlü “hain plan”ın içinde ol ve sonrada “rütbe” bekle.

PIŞIIIIIIIIIIK!!

 

Hani herkes dillendirirdi ya; “İktidar oldular ama muktedir olamadılar” diye.

İşte “muktedirlik” dersi.

İşte tüm Dünya’ya demokrasi dersi.

Seve seve olmazsa söke söke!

Kılıçtaroğlu halen Ergenekon’a “selam” çakmaya devam ededursun!

Bahçeli derin güçlerle  iş kotararak, milliyetçilik nutukları atsın; “Ülkücü Hareket”i her kesimle(!) düşman yapsın!

DTP denen, ne idüğü belirsiz kişiler ve eş başkanları “kancıkça” politikalarla Kürtler’i kandırmaya ve ayrıştırmaya devam etsin.

Bir adam çıktı, Türkiye’yi demokrasiye doğru sürükleyerek götürüyor!!

Mübarek Ramazan Ayı’nın ülkemize daha fazla barış, demokrasi, eşitlik, adalet ve kardeşlik getirmesi dileği ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veli KARALAR Arşivi