Yandaşlığın Sınırını Zorlayanlar

Bugün, bilinenin aksine yandaşlığın sınırını zorlayanları bir başka açıdan değerlendireceğim. Kabul edilmeli ki, bütün dünyada iktidarların yandaşları var ve bunun sayısı azımsanamayacak kadar çoktur ama muhalefetin yandaşı veya muhalefetin yandaşlığı pek görülen bir durum değil.

Yandaşlık, dünyanın her yerinde -ne yazık ki- var ama genel olarak yandaşlık, iktidara karşı yapılır. Muhalefete yandaşlık yapan veya muhalefetin yandaşlığının görüldüğü pek nadirdir.

Ee nadir olan da bizde olmalı, değil mi?

İktidara yandaş olan, hatta yalaka olan, hatta el pençe divan durup, günde kaç öğün hürmetlerini sunanlar, bu yazının konusu değil. Zaten onlar belli kesim tarafından sıkça eleştiri konusu edilir.

Ama muhalefete yandaşlık eden, vıcık vıcık yağ akıtanlardan kimse bahsetmez.

Kimse, muhalefetin bir yerlere yaranmak için ayaklar altına aldığı değerlerden de söz etmez.

Çünkü bilinen, yandaşlığın iktidara karşı yapıldığıdır.

Bir şeyler elde etmek, bir amaca ulaşmak, çıkar sağlamak, geleceğe dönük planlarını hayata geçirmek için bazı değerler feda edilir.

Bazen onur ve şeref ayaklar altına alınır.

Güce boyun eğen çıkar.

Eğilirler, bükülürler, hatta secde eder derecede ifrat ve tefrit içine girerler.

Bazı insanların çıkarı için yapamayacağı şey yoktur. Akla hayale gelmedik her yolu deneyebilirler, ta ki, hedefine ulaşana kadar…

Hedefine ulaştığında, yağlamanın dozunu arttırır, yoksa cıvatalar sürtünmeye yol açar ve bir süre sonra da deforme olur.

Yandaşlığın sınırı yoktur; hedefe varana kadar ve hedefte kalana kadar.

Olması gerektiğini düşündüğü yerden alındığı andan itibaren, bu defa vıcık vıcık döktüğü yağları, kin olarak akıtır, kusmuk olarak sağa sola saçar.

Elbette bütün bunlar iktidara karşı olan yandaşlığın bir gereğidir.

Acı olan, iktidarda bulunanlarla aynı amaca hizmet eden, aynı düşünceyi paylaşan, aynı kaygıları taşıyanların da arada “yandaş” olarak algılanmasıdır.

Hiçbir menfaat taşımayan, hiçbir çıkar gözetmeyen bu insanların yeri de pek olmaz, ne yazık ki olmaz…

***

Peki muhalefete yandaşlık neden yapılır?

İşte burası biraz karışık…

Kimi, iktidara karşı olduğu için hangi muhalefet olursa olsun ona yaranmaya çalışır, onun yanında görünerek atışlarını yapar.

Bu bazen bir siyasi parti olur, bazen bir dernek, bazen bir oda veya bir başka oluşum. Hatta bir terör örgütü bile olabilir.

Yeter ki, karşı olduğu iktidarı yıpratmaya azmeden bir oluşum olsun da gayri meşru olsun, fark etmez…

Bunu da bir muhalif hareket olarak algılamak mümkün…

Tarzı pek onurlu olmasa da, sonuçta karşı olduğu bir iktidara karşı olanların yanında yer almak doğaldır.

Peki siz hiç düşündünüz mü, bir siyasi parti veya bir siyasetçi, neden başkalarına yağ yaksın?

Neden iki büklüm olsun, neden secdeye kapansın, neden yandaşlığın cılkını çıkaracak kadar vıcık vıcık yağ akıtsın?

Bunun dünyada örneği çok yok ama sonuçta varsa, bizde neden olmasın?

Bir siyasi partinin Esed’in önünde secdeye varması, iki büklüm olması, ayağının altını yalayacak kadar karakteriyle oynaması neden olur?

Bir siyasi parti, neden Rusya’ya secde eder, neden onları bile iğrendirecek kadar yağ akıtır?

Neden bir siyasetçi “terör örgütü” olduğunu bile bile “terör örgütü değildir” diye bir kirli yapılanmayı aklamaya çalışır?

Neden bir terör örgütünün döktüğü kana ortak olmak için kırk takla atar, süklüm püklüm olur, iğrendirecek kadar bir tavır içine girer?

İllegal oluşumlara veya “düşman” bilinen ülkelere karşı yapılan yandaşlığın tek bir amacı vardır; iktidara gelmek için her yolu mubah kabul etmek…

Rusya’nın bir siyasi partiyi iktidar etme gücüne sahip olmadığını bile bile, bir siyasi parti neden Rusya’ya kuyruk sallar?

Elbette ki, ülkesindeki iktidarı düşürecek iç karışıklığa destek vermek için…

Düşman görünen veya düşman bilinen ülkelere yağ yakacaksın, onların önünde secde edeceksin, hatta kuyruk sallayacaksın ve onlar da ülkeni karıştıracak, terör örgütlerine destek verecek.

Bu arada yüzlerce, belki binlerce insan ölecek ve sonuç, tahmin ettiği gibi çıkarsa ölülerin sırtına basarak iktidar koltuğuna oturacak.

Çok iğrenç bir yöntem, iktidardan yana yapılan yandaşlığın bir “çıkarı” elbet var ama bu kadar onursuzca olduğunu sanmıyorum.

Ülkesini ve milletini satarak, iktidar elde etmek isteyenler, ülkesini ve milletini her zaman karşısında bulmuştur, bugün değilse yarın…

Yandaşlığın sınırını bu kadar zorlamaya gerek yok, bu millet, bu düşünce yapısını iktidar etmeyecek, bunun da başka yolu yok…

Tweetimden seçmeler

Herkesi eleştirebilir, hiç kimseye hakaret edemezsin.

(Ölçümüz, sadece bu bile olsa, ne güzel olur.)

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi