Yürüyen Elbiseler!

Bazı insanlar vardır ki; onları gördükçe aklıma hep Mevlana’nın, “Ne elbiseler gördüm içinde insan yok, ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok.” sözleri gelir.

İşte o içinde insan olmayan elbiselerden etrafımızda o kadar çok ki!

Biz, ilk bakışta onları “insan” zannediyoruz ama onlar aslında içi boş elbiseler olduklarını davranışlarıyla “açık” ediyorlar!

Kimisi tüccar kılığına girmiş, kimisi pazarcı olmuş, kimisi mahrukatçı olmuş, kimisi siyasetçi, kimisi işadamı, kimisi gazeteci, kimisi bürokrat, kimisi de çekmiş beyazları hacca yürümüş!!

Tabi bunların, yüreklerinde Allah korkusu taşıyıp namuslu ve samimi olanlarını tenzih ediyorum.

***

Bakın geçtiğimiz günlerde Antalya’ya yağmur yağdı. Söylenenlere göre “son 37 yılın en şiddetli yağışları”ymış. Olabilir, Allah dilerse daha fazlası da yağabilir. Ama bunu, işte yukarda sözünü ettiğimiz katagoriye girenlerden bazıları hemen fırsata çevirdiler. Antalya’da daha gök gürlemeden Maraş’ta, tezgahtaki sebze zamlandı.

Gerekçe: “Antal’ya ya yağmur yağdı, seralar sel altında kaldı.”

Bre Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz adam;

Antalya’ya gece yağmur yağdı, sen sabah tezgahtaki malı iki katına çıkardın. N’oldu oradaki zamlı ürün buraya ışınlandı mı?

Hele dur: Bir yağmur yağsın, sel meydana gelsin, sonra seraları sel bassın, ürünler zamlansın, zamlı ürünler Maraş Hali’ne bir gelsin, sende git o zamlı ürünlerden tezgahına getir de öyle zam yap.

Tamam zam yap. Ama elini olmayan vicdanına koyda yap.

Zam yap ama yüzde 200 yapma!

***

Birileri orada mağdur olurken, emekleri sele giderken, selde canlarını verirken, birileri buralarda bunu “ganimet”e çevirme peşinde!

Ne diyelim, Allah vicdan-merhamet versin.

Şimdi aynı katagoriye giren insanlardan iki örnek daha vereceğim:

Bizim iş yerinde “Kadir Abi” dediğimiz bir büyüğümüz var. Adamcağız gitmiş köyün birinden 800 TL’ye küçükbaş kurbanlık hayvan almış.

Pazarlık yapılmış, “şöyleyken şöyle olacak, parası şu şu şekilde ödenecek” denmiş. Satıcıda kabul etmiş, el sıkışılmış. Ertesi gün sabahleyin Kadir Abi geldi, sevinerek “Kurbanlığı aldım” dedi. O’nun adına ben de sevindim, “İyi hayırlı olsun” dedim.

Ama oda ne?

Bu sabah, yani bu yazıyı yazdığım gün Kadir Abi yine geldi. Ama bu sefer üzgün bir şekilde “Yav adam bana sattığı kurbanlığı başkasına satmış” demez mi!!!

“Ne diyorsun sen? Nasıl yani?” dedim.

Anlattı: “Adam” diye tanımladığım o kurbanlık satıcısı meğer sadece kurbanlık satmıyormuş. İcap ettiğinde, azıcık para söz konusu olduğunda, hiç tereddüt etmeden, yaptığı pazarlığı unutup, onurunu, gururunu, şerefini de, satıveriyormuş meğer.

İşte Kadir Abi’nin kurbanlığını da o yüzden satmış. Kadir Abi’yle pazarlığı yaptıktan sonra bir başkası gelmiş 100 TL fazla verince o da Kadir Abi’ye sattığı kurbanlığı ona satmış, iyi mi!!

“Söz verme”, “sözünde durma”, “insanlık”, hak getire!

Memleket haramiye, uyanığa, hayduta, fırsatçıya kesmiş arkadaş!

***

Bir başkası:

Bir gün bizim mahallede, eve doğru giderken bir ses dikkatimi çekti. “Abi bankanın kapısındayım” diyordu telefonla konuştuğunu tahmin ettiğim kişi. “Allah Allah, ya bizim mahallede banka yok ki!!” dedim, kendi kendime.

Az ilerleyince sesin sahibini gördüm. Adlarına halk arasında “tacir” de denilen büyükbaş hayvan alım-satımı yapan tanıdık bir şahıs kendisine, yani hayvanlarına ait ahırın kapısının hemen önünde… Tahmin ettiğim gibi telefonla konuşuyor ve karşıdakine bankanın kapısında olduğunu tekrarlıyor.

Nutkum durdu!

Adam ahırın önünde, ama (sanırım alacaklısı olduğu) karşısındaki kişiye bankanın önünde olduğunu söylüyor.

“PES” dedim.

“YUH” dedim.

Ve bu adam tüccar… Bir canlı hayvan satıcısı!!

Yorum sizin artık.

***

Kurban Bayramı geliyor. Böylesi insanlara “gün” doğacak. Kim bilir ne yeminlerle kimlere nasıl kurbanlık satacaklar. Ne haltlar çevirecekler.

Dikkatli olmak lazım!

Allah hepimizi bu tür insanlardan, hilelerinden, yalanlarından, düzenlerinden, tuzaklarından uzak etsin.

Karşımıza “içinde insan olan elbiseler” çıkarsın.

Bu işleri alın teriyle, emeğiyle, namusuyla ve en önemlisi “Allah korkusu”yla yapanlara helalinden bol “rızık” versin.

Sevgi ve muhabbetle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veli KARALAR Arşivi