Kahramanmaraş’ta Değişimi Yakalayabilir miyiz?

 

KAHRAMANMARAŞ bedenen büyüse bile sosyo-kültürel anlamda büyümesi 1989 Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarıyla duraklama ve gerileme dönemine girmiştir.

Adına Mahalle baskısı dediğimiz hadise 1990 yılından bu yana bu şehirde acımasızca kendini hissettiriyor. İnsanlar farkındalık oluşturacak hiçbir sosyal aktiviteyi akıllarının ucundan bile geçirmeye cesaret edemez hale gelmişlerdir.

Şehir içinde dini bütün olarak tanımladığımız ancak şehir dışında, tatil yörelerinde karşılaştığımız manzaralara taban tabana zıt bir görüntü olarak karşımıza çıkıyor.

Ben buna iki yüzlü yaşam diyorum.

İki yüzlü yaşamın egemen olduğu toplumlarda, bilgiye ulaşma, bilgi alma sadece ve sadece dedikodu odaklı olmaktadır.

Bunun da doğal olarak sonucu kıskançlık, çekememezlik gibi sosyal bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bundan, bu hastalıktan kurtuluşun tabii ki çaresi vardır.

Bunun çaresi; korkmamaktır, yalan söylememektir.

**

Kahramanmaraş’ta değişimin olabilmesi için göç’e ihtiyaç vardır. Yeni ve farklı kültürlerin bu kente gelmesi lazım.

Bu yeni gelenlerle birlikte yeni bir sosyal yaşam kültürünün oluşması lazım.

İlçe ve köylerimizden gelen insanlarla bu iş olmuyor. Çünkü o insanlar daha önce yaşadıkları köy ve kasabalarda da mahalle baskısı görmüştür.

Göç olmadan bu değişimi yakalamamız mümkün gözükmüyor. Statüko şehri ele geçirmiş, biz yok isek her şey tufan anlayışı ile oluşan gelir dağılımındaki adaletsizlik, tavan ile taban arasındaki korkunç uçurum ve ulufe gibi göstermelik dağıtılan erzaklar..v.s…

**

Dün gece Ak Partili Milletvekilleri saat 22.30’da gazetecilerle bir sohbet toplantısı tertip ettiler.

Yaklaşık iki saat karşılıklı konuşuldu. Bizler sorduk onlar anlattılar. Bir süre önce yayımlanan Ortak akıl toplantıları sonuç raporu konuşuldu.

Beyin fırtınası adına ortaya konan belgeyi önemsiyorum.

Bir insanın hayali yok ise o insanın yaşama azmi de olmaz. Şehirlerde birer büyük organizma olarak karşımıza çıkar.

Kentli kültürü içine sindirmiş ve bunun kurallarına riayet eden bir insan, caddede ulu orta çöp atmaz, piknik yerlerini kirletmez, doğaya, çevreye ve etrafında yaşadığı diğer insanların yaşam biçimlerine saygı gösterir ve bunun sonucu o şehir huzurlu bir şehir olur.

İşte Kahramanmaraş’ta eksik olan kent kültürüdür.

Daha çok Mahir Ünal konuştu.

Güzel mesajlar verdi.

İnsanlara pozitif enerji yayma çabası içinde.

Üzerimizdeki aşağılık kompleksini atmamız gerektiğini vurguladı. Şehre dair her şey konuşuldu.

Bir şey eksik kalmıştı. Onu da ben gündeme getirdim. Getirdim ama benim konuştuklarım hiç kimsenin işine gelmedi.

Çünkü bizlerden fedakarlık isteyenlerden bizlerde fedakarlık istemiştik.

Gecenin o saatinde bizler kamu adına o toplantılara katılıyor isek, bu toplantıları düzenleyenlerinde bizlere karşı sorumlulukları olmalıydı.

Bakalım gelecekte bu konuda bir değişiklik olur mu?

Şahsen ben olacağını sanmıyorum.

Çünkü Kahramanmaraş’ta yaşam biçiminde ben biz’den çok öne çıkmıştır.

Biz duygusunun hakim olmadığı şehirlerde hava her zaman bulutlu ve puslu olur.

Puslu havadan bireysel rant elde eden kişiler ve çıkar grupları hiçbir zaman büyük bir aile fotoğrafı oluşması için çaba sarf etmezler ve her zaman bunu yıkmak içinde mücadele ederler.

**

Başarabilmemiz için;

Bireysel yaşam biçimimizi, testere gibi bir sana- bir bana kültürü olarak benimsediğimizde bütün zorlukların üstesinden gelebiliriz. Şimdi olduğu gibi hep bana- hep bana dediğimizde ise birliktelik sağlanmaz.

Birlikteliğin olmadığı yerde de başarı konuşulmaz.

Başarının konuşulmadığı, başarının ödüllendirilmediği bir şehir olan Kahramanmaraş’ta bu kafa, bu anlayış böyle devam ettiği sürece, Adıyaman’da, Osmaniye’de Kahramanmaraş’tan daha fazla gelişir ve büyür.

Biz önce testere örneğinde olduğu gibi bir sana- bir bana kültürünü oluşturmak zorundayız.

Bu kültürün adı ise; kent kültürüdür.

Bilmeyenlere öğreteyim istedim, kent kültürünü!....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi