BUNUN SONU NEREYE VARACAK?

Ülkemizde elinde biraz gücü olan her insan, kendini Devletten ve Hükümetten daha üstün görme gibi bir hastalıga kapılmış.

 

Her hangi bir kentte, biraz parası olan bir iki bin işçi çalıştıran sanayici, kamuoyunda ve sokakta biraz agırlıgı olan siyasetçi, tirajı biraz yüksek bir gazetede çalışan yazar, muhabir yada sahibi, daha sayayım mi ki; kendilerini dev aynasında görerek hep ?ben? eksenli bir dünya ve anlayış bekliyorlar.

 

Bunun sonucu ortada.

Mezarlıkların nice vazgeçilmez insanlarla dolu oldugunu unutarak, her şeyi kendine mübah görüyor ve yaptıklarının dogru oldugu noktasında da hiçbir şüphe duymuyor. Tabii etrafına çöreklenen yalakaların sayesinde ise bir süre sonra da kendini neredeyse ilah sanmaya başlıyor.

 

Buna ?hazım? sorunu deniliyor.

 

Bir insan hiç ummadıgı kadar ?paraya? kavuşunca ne yapacagını şaşırıyor, ya etrafına dagıtıp har vurup harman savuruyor ya da daha çok cimrileşerek, kimseye zırnık koklatmıyor. Bunun sonucu adı ya cimriye çıkıyor, ya da savurgana.

 

Siyasette de durum bundan farklı degildir.

Bir insan birden kendini rüyasında bile göremeyecegi bir makam ve mevki elde edince ya zalim oluyor ya koltugun hakkını veremiyor.

 

Son yıllarda emek vermeden makam ve mevkilere gelmeler arttı. Ben bunu çok az ömrü olan gökteki yıldızlara benzetiyorum.

 

Son günlerde Başbakan Tayyip Erdogan ile medya devi Aydın Dogan arasındaki polemige deginmek istiyorum.

 

Ülkemizde kanunlar ve kuvvetler ayrılıgı net bir şekilde tanımlanamadıgı için, herkes işine geldigi gibi konuştugu için biri başbakan biri de onlarca TV ve gazetesi olan patron.

Yani iki dev.

 

Medya ile ilgili adam gibi bir kanun çıkartılmadıgı için, bir çok insan sermayesini korumak ve tehdit unsuru olarak medya sektörüne girdi.

 

Daha önceden bu sektör içinde boy gösteren insanlar ise büyüdükçe büyüdü.

 

SONUÇ MU?

Işte ortada.

 

Bir medya patronu Başbakana kafa tutuyor.

 

Bir gazeteci olarak bazı konuları hazmedemiyorum.

 

Ülkemizde kanunlarımız AB kanunları gibi olsaydı. Başbakan bunları söylemezdi.

 

Medya patronu da böyle efelenemezdi.

 

O halde Ak parti iktidarının birinci önceligi, bu millete uygun tam özgür bir sivil anayasa oluşturmak için dügmeye basmak olmalıdır.

 

Her alanda kuşatma altında oldugumuz bir tezatlar ülkesi haline gelen Türkiye"de sorunların çözümü için baş vuracagımız yegane dayanak DEMOKRASI"dir.

 

Demokrasinin tam hakim olması için de DEMOKRATIK bir Anayasaya ihtiyaç vardır.

 

Bu olmadıgı sürece, bizler hep bu kavgaları izlemeye devam edecegiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi