“MUTLU OLABİLMEK!” VE RAMAZAN AYI

“Ramazan ayı, rahmet ve bereket” demektir. Bu özel ayda zenginler zekâtını dağıtma güzelliğini yaşarlar.

Tabii bu arada, sürekli yeni yatırım yaparak benim borcum var deyip zekat dağıtmanın, fakir ve fukarayı sevindirmenin mutluluğunu yaşayamayan insanlarda var.

Oysa son yolculuğa yelken açtığımızda, biriktirdiklerimiz değil de dağıttıklarımız bize yoldaşlık ediyor.

Bunun farkına varamayarak, her şeyi dünyada bırakan ve son yolculuğa çıkarken de azığı boş olan insanlardan eyleme bizi diye Allah’a yalvaran, Allah rızası için dağıttıkça malı artan yüreği ve gönlü zengin insanlara da buradan selam olsun.

Etrafta tanıdıklarım vardır. Öyle çok zengin de değiller. Ama bu güzel insanlar bu ay içinde “kendi elleriyle birebir insanlara zekât dağıtırlar. O sevinci ve mutluluğu yaşaralar.”

Ne güzel değil mi?

Kimileri ise toptancıdır. Verdiği zekâtın nereye gittiğinden bile haberi olmaz. Ben öyle dini konularda ahkâm kesemem. Bildiğim bir şey var ki; o da zekâtın doğrudan hak sahibine verilmesidir. Ve bunu birebir yapan gönül dostlarına da daha çok itibar ederim.

Size geçen yıl bir tanıdığımın başından geçeni anlatayım isterseniz.

Ramazan’ın onuncu günü 3000 Tl zekatını 6 ayrı zarfa koyar. Bir mahalle de dağıtmak ister. 5 zarfı dağıtır. 1 zarf kalmıştır. Mahalle içinde üç dört sokak arabasıyla gezer ve nihayetinde bir evin önünde durur.

Kapıyı çalar.

İçeriden bir yaşlı kadın sesi; - Kim o?

Bizimki cevap verir. – Allah kulu.

Ses yakınlaşır. Der ki; - O Allah’a kurban olayım. Şimdi namaz kıldım, dua eyledim. İhtiyacımı arz ettim diye seslenir ve kapıyı açar.

Bizim ki; - Hayırdır Allah’tan ne istedin?

Yaşlı kadın: - 500 Tl borcum vardı. Bu gün vermem gerekiyordu, Allah’tan onu istedim diye cevap verir.

Bizimki zarfı uzatır ve göz yaşları içinde hızla arabasına biner ve oradan uzaklaşır….”

Tabii bunu anlamak ve yaşamak önemlidir. Hayatı sadece para kazanmak ve zengin olmak isteyen biri bunu anlayamaz, idrak edemez, çözemez ve de yaşayamaz!...

Ne mutlu o insanlara.

Ne mutlu Allah rızası için karşılıksız veren hayırsever zenginlerimize…

İşte Ramazan ayı ve bu ayın güzellikleri….

Zekatını doğrudan hak sahibine ulaştıran Allah dostlarına selam olsun!...

ARTI EKSİ VE BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Akdeniz bölgesinde bir araştırma şirketi anket düzenliyor medya alanında.

Bu anket sonuçlarına göre Aksu TV’de yayımlanan Artı-Eksi programının sunucusu İnşaat Mühendisi, Hukukçu Serdar Erdoğanyılmaz ile Bugün Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Mesut Tuğrul çıkıyor.

Artı- eksi programında konuk olmam nedeniyle bu sevince bizlerde ortak olduk.

Bugün Gazetesinin kurucusu olarak bu gazete çalışanın ödül alması da benim için gurur verici bir şeydir.

Yani iki ödül ve iki gazetecinin ortaya koyduğu başarı öyküsünde naçizane katkım olduğu için dostlarımla birlikte bende övünüyorum. Kahramanmaraş’ta medyanın gelişmesi, büyümesi şehrin gelişmesi ve büyümesi ile paralellik arz eder.

Her iki dostu da tebrik ediyorum.

VARLIK YA DA YOKLUK!...

Eniştem Mustafa Simsar’ın babası Temur amcayı üç gün önce baki deryaya yolcu ettik.

Kendi halinde, namazlarını vaktinde kılmaya özen gösteren, Hac görevini yerine getirmiş güzel bir insandı.

90 yaşındaydı. İftarını açıp açlık hapını yuttuktan sonra birkaç lokma bile yiyemeden emaneti teslim ediyor.

90 yıllık bir ömür. Geldi yaşadı ve gitti.

Önemli olan hoş bir sada bırakmak değil mi? Buradan bütün Simsar ailesine baş sağlığı diliyorum. Allah mekanını cennet eylesin.

Bir söz var ya; “geldik gidiyoruz!” Birçoğumuz sahile yaklaşan gemiye binmek üzere son hazırlıklarımızı yapıyoruz.

Bize düşen görev ise; son yolculuğa çıkarken dolu bir azık ile çıkabilmek…

Gerisi hikaye!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi