Yazılarının büyük kısmına katıldığım, zevkle okuduğum birçok yazısı olan bir yazar olmuştur, Engin Ardıç. Fakat kişinin her konuda doğru karar verdiği ise büyük iddia olur. İnsanlar bazı zamanlar kendince güzel olanlar hakkında yazarlar iken, istemeden veya isteyerek yanlışlarda yaparlar.

    Son yazılarından birisinde Berk Acar adlı bir ermeni vatandaşımızın kaymakam olduğunu yazısının konusu yapmış engin bey. Bu ermeni vatandaşın kaymakamlığını konu edinir iken, kendince Atatürkçü laik geçinen kesime vurduğunu zan ederek, Türk milletine yüzlerce yıl yapılan yanlışları görmezden gelmiş, tek taraflı olarak bütün Türk milletini töhmet altında bırakan bir yazı çıkmış ortaya.

    Bu ermeni vatandaşımız okumuş ta, adam olmuş, ta bunlara alışmamız lazımmış, Osmanlıda ermeni bakanlarımız dahi olmuşta, cumhuriyet döneminde nerede ise yüz sene boyunca bunları ezmişmişiz, şarkıcı fedon bir deniz subayı olmak istiyormuş ta, sırf rum asıllı olduğu için olamamış.

    Bu sözlerin sahibine soruyorum. Eğer aynı yüz sene içinde Ermenistan da, Yunanistan ve Bulgaristan da v.s etrafımızda Müslüman geçinen arap devletlerinde yaşayan Türkler dillerini rahatça konuşmuşlar, her türlü tahsil ve okuma imkanı bulup, yüzlerce Türk Ermenistan da bakan, vali, emniyet müdürü olmuş, Yunanistan da fedon dan daha meşhur onlarca Türk sanatçı sahneleri paylaşmış, ordu kumandanları içinde onlarca general görev almış, Türk doktorlar Yunanistan ve Ermenistan ile eski yurtlarımızda Türkün kanı üstüne kurulan devletlerde en gözde doktorlar olmuşlar, Türkler her türlü meslek gurubu içinde yer almışlar da, sadece bu devletler içinde Türkiyem de, ermeni ve rum oldukları için insanlar tahsil yapamamış, okuyamamış ve devlet görevlerinde bulunamamışlarmı?

      Engin bey galiba askerliğini uzayda yapmış. Nerede ise bütün gayrimüslim azınlıklar, kendilerine tanınan yurt dışı yüksek tahsil ayrıcalıkları sayesinde, hak etsinler etmesinler yüksek tahsil yapmışlar, ülkemde üniversite kazanması mümkün olamayanlar, olması imkansız olanlar, başta fransa olmak üzere her yerde bedavadan tahsil yapmışlar, hak etmiş veya etmemiş çeşitli diplomalar ile yurdumuzda adam yerine koyulmuşlar, tamamı askerliğini Türkün namusu sayılan Türk ordusu içinde subay olarak yapmışlar. Yedek subaylık derslerinin en mahrem konularında dahi ahmakça bir halde ayırım yapılmadan askerlik okumuşlar, Müslüman Türk milletinin genç yiğitlerine subaylık yapmamışlar gibi yazıyor. Ülkemdeki ekonomik sınıflar içinde ilk ve en yüksek tabakada yer alan  gayrimüslim azınlıklar nasıl olup da eziliyorlar çok merak ettim.1960 lı yıllardaki chp kışkıştırması ile İstanbul ve bazı illerimizde bu insanlara yapılan yanlışları söylüyor ise, o yıllarda ve daha öncelerinde Osmanlı topraklarında kurulan devletçiklerde, kardaşlarımızın canlarını emanet ettiğimiz yunan, bulgar ve ermeni devletlerinin Türk ve Müslüman azınlıklara hangi eziyetleri yaptıklarını galiba hiç duymamış ve okumamış olması mümkünmü, sayın ardıç beyin.

    Son yüz yıl içinde Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan v.b devletlerde hangi Türk genci orduda subay, devlet makamlarından valilik, kaymakamlık veya bakanlık yapmıştır. Türklerin bin de kaçı yüksel tahsil yapabilmiş bir kıyaslasınlar. Bu hususta Ermenistana ayrı bir parantez açmak gerekir. Rusların hakim oldukları yıllarda, Ermenistan da yaşama imkanı bulan Türklere 1990 yılında ya kırk katır, ya kırk satır diyerek bir gün içinde ikiyüzbin Türk’ü eline çantasını dahi almadan yürüyerek erivanı Terk ettirdiklerini engin bey o engin hafızası ile unutmuşa benziyor.

    Osmanlı dönemine gelince, Osmanlının en zengin esnaf ve sanatkarlarının ermeniler ve Rumlar başta olmak üzere gayri müslim azınlıklar olduğu, okuma imkanlarının ise bütün dünya Hristiyanlarının sayesinde Türklerden yüzlerce kat daha iyi olduğu, bakanlık dahil en önemli mevkilerde görevler aldıkları halde, en kötü günlerimizde bizi sırtımızdan harçerleyerek teşekkür ettiklerini unutmuş galiba sayın ardıç. Osmanlı çok mu iyi yapmıştı böyle önemli devlet mevkilerini bunlara teslim ederek, çokmu iyi yapmıştı ticareti ve sanatı ve tıbbiyeyi bunlara teslim ederek. Devletin asli unsuru Türk milletini bu azınlıklara sağmal inek haline getiren Osmanlının yanlış devlet polikitası ile semiren bu milletler buna çok mu müteşekkir olmuşlardı acaba.

     Bu tür ilişkiler mütekabiliyet içinde olur sayın ardıç. Bahse konu milletlerin devletlerinden birisinde Ermenistan da eşek hamallığı dahi yapacak tek Türk varmıdır?  Türk’ü bırakın, son karabağ anlaşmasını istemeyerek te olsa imzalayan nikol Paşinyana Türk piçi diyerek yürüyen, yürür iken Türksüz Ermenistan diye bağıran yüzbinlerin videolarını hiç mi görmediniz. Adamlar bırakın bir Türkün devlet kademesinde görev almasını, Ermenistan sınırlarında nefes almasına razı değilken, kendi başbakanlarının atmak zorunda kaldığı bir imza karşılığı kendisine Türk nikol denilip, Ermenistan da hayat hakkı vermek istemediklerini duymak istemiyormusunuz yoksa.

     Sayın ardıç, unutmayın biz Türkler kin tutmayız. Halkın büyük kısmı bilmese de, ermeni denen milletin büyük kısmının gregoryen mezhepli Hristiyan olmaları dolayısı ile onlara ermeni dendiğini ve aslen çeşitli Türk boylarından olduklarını biliriz. Sami kökenli hayk asıllı olanlar ki, bu nüfusun yüzde kaçıdır bilmem, fakat azınlıktırlar, işte asıl ermeniler bunlardır. Armen ve Alban asıllı olanlar ki yüzde sekseni geçerler öz be öz Türk asıllı insanlardır. Fakat insan oğlu için önce din önemlidir. Din kardaşlığı ata dede kardaşlığından öncedir. Bir ermeni Müslüman olduğu an, eski günleri unutulur ve kardaşlık defterine yazılır. Kültür olarak ta bizimle nerede ise aynı olan, dil olarak nerede ise Türkçe konuşan bu insanları kabul etmemiz bir dakika sürmez. Fakat Hristiyan olanlar ile dost olmamız  mümkün olsa idi, Kuranı kerimde onların dinine girmediğiniz müddetçe sizi kabul etmezler demezdi Hz.Allah.

    Son bir hatırlatmam, son günlerde 25 ağustosta karabağın hankendi şehrine giden laçin ve kelbecer şehrimizin olduğu koridorda yaşayan Ermenilerin işgal ettikleri evlere terk eder iken yakmaları, ormanların tamamını alevlere teslim etmeleri bize ne söylüyor. Hatırlayınız, Lübnan, ürdün ve suriye de Osmanlı döneminde oralara iskan edilen ermeniler ile karşılaşan hemşehrilerimiz bize bu insanlar iyi insanlar, bizi hoş karşıladılar, hele haleptekiler evlerine davet edip, güzel yemekler yedirdiler diye anlatmadılar mı. Türkün kuvvetli ve hakim olduğu her yerde ermeni iyidir güzeldir. Ne zaman ki Türkün kudreti orada söner, ermeninin gerçek kimliği ortaya çıkar, insan oğlunun yapacağı ne kadar şenaat var ise, hayal edemeyeceğiniz canavarlıkları sergilerler. Tarih buna şahittir. İşte karabağın işgal edilmesinden sonra buraya iskan edilen ermeniler, bizim insanlarımızın bize hoş misafir edip bize güzel sözler söylediler dediği ortadoğu’dan getirilen ermenilerdir. Bu gün işgal ettikleri Türk yurdunu ise yakarak yıkarak terk ediyorlar. Bunlar güzel insanlardı hani ya.

      Bu gün bu kaymakama mikrofon uzatsanız aynı sözleri işitirsiniz. Biz Türklerden memnunuz,  İstanbul da ve her yerde huzurlu yaşıyoruz. Aramızda hiçbir sıkıntı yok der. Kabul, ama burada biz hakimiz. Devlet bizim, devletin gücüde bizim. Sen bize dışarıdan haber ver dediğimizde, dünyanın her yerinde Türklere fiili saldırılar yapanlar yurt dışındaki ermeniler. Şimdi aklımız ile oynamayın sayın ardıç. Bu gün kuzu kesilen vatandaşlarımız, eskinin kurt kesilen atalarının kuzu halindeki torunlarıdır. Kurt postunu değiştirir, huyunu asla. Müslüman olan ermeniler meselesine gelince onların bütün Müslümanlar gibi başımızın üstünde yerleri var ve Müslüman, din kardaşına hainlik yapmayan, komşusunun emin olduğu kimseye denir.

    Bir Türk olarak, hiç bir gayri müslimin ülkemde devlet kademesinde yer almasını istemem. Hele ordu ve mülkiye de yer almasını asla istemem. Müslüman aynı yerden iki defa ısırılmayan insan ise, bizi ahmak yerine koymaktan vazgeçin derim. Ermenistan sahte katliam iddiasından vazgeçip, hakkı ile özür diler ise, revani tatlımıza adını veren, şol revanda balam kaldı diye ağıt yazdığımız Türk hanlarının taht şehri revana buyrun Türk kardaşlarım, istedikleri şekilde gelebilirler der ise, Ermenistan içinde okuyan her Türk her makama gelebilir der ise, Yunanistan da Türkleri çember içine almaktan, din adamlarını tayin etmekten, okumalarının önene engel koymaktan vazgeçer, her kes çalıştıkça her yunan vatandaşı gibi her göreve gelebilir der ise, biz de aynısını yaparız. Aksi ise bize söylediğiniz yeter  ezdiğiniz sözünüzü size iade ediyoruz sayın ardıç.